Bense eski kahvemde oturmaktayım,cebimde iki paket sigara.Karşıda Haydarpaşa Garı,gri bir ev ödevi gibi.Adamlar geçiyor, yüzsüz,gözsüz,gülüşsüz adamlar
Haritasız ve dümensiz kalmış, gideceği gideceği limanı olmayan bir gemiydi. Kendini akıntıya bırakıp sürüklenmek,en azından hareket etmek,hayatta kalmak demekti ki içini acıtan şey de zaten buydu;YAŞAMAK.