Bu kitaptan bir olay örgüsü beklenmemeli. Çok heyecanlı hareketli bir kurgusu yok. Beni bu kitapta etkileyen şey Dostoyevski'nin insanların duygularını çok iyi bir şekilde anlatmış olmasıydı. Evet, bazı kişilere göre duygular çok fazla abartılmış olabilir, en'lerde yaşanmış olabilir fakat oldukça basit durumlarda, oldukça normal insanlara zaman zaman bizde aşırı duygular beslemedik mi? Bu duygular kimi zaman aşk, kimi zaman sevgi, sadakat, kimi zaman öfke, nefret, kimi zamanda acıma,özlem duygusu olmadı mı? Her insan biz gibi afedersiniz siz gibi olmak zorunda mı? Çok abartılı duygular var, saçma! Diyenler var. Eleştirilerine eleştiriyle cevap vermek istiyorum. Niyetim kimseyi aşağılamak değil bunu da belirtmeden geçemeyeceğim. Kimse kimseyle aynı olmak hatta benzemek bile zorunda değil. Sizin duygularınız sığ olabilir fakat bazı insanlar çok duygu yüklü olabilir. Duygularını (aşk,mutluluk,üzüntü,öfke,heyecan...) derinden yaşayabilir. Bu kitap böyle duygu yüklü insanı anlatıp analiz yaptığı ve bunu aktarabildiği için bende Dostoyevski sevgisinin oluşmasını sağladı. Nitekim ilk okuduğum Dostoyevski kitabıydı. Sevgiler, keyifli okumalar :)