Nuray.
Nuray.
@Bittersweett
Otuz Yedi
Otuz Yedi yazarın kaleminden okuduğum ilk kitap. Sezin'i uzun zamandır takip ediyorum ve kitaba da keyif alacağımı bilerek başladım. Yalan yok kurgu yönünden beklentimin de üstündeydi. Dil ve üslup açısından da daha iyi olabilirdi. Ki bir sonraki kitabında yazım dilini daha da geliştirdiğini düşünüyorum. En kısa zamanda On Dün Önceki Kız'ı da okuyacağım. Konusuna dair bir şey söylemek istemiyorum. Ne söylersem spoiler olacakmış gibi hissediyorum. Eğer gizem unsurunu seviyorsanız mutlaka şans verin derim. Kitapla kalın!
Bizimle Başladı Bizimle Bitti
Nereden başlasam nasıl anlatsam bilmiyorum. Öyle dokundu ki kalbime.
Problemli ailelerde büyüyen iki gencin hikayesini konu alıyor kitap en temelinde. Lily ve Atlas'ın hikâyesini. Ne yazsam spoiler olacak o yüzden tek söylemek istediğim hep hatırlayacağım bu kitabı. Ağlamak istiyorsanız, dertlerime dert eklemek istiyorum diyorsanız ama en çokta son satırını okuyup kitabı kapattığınızda iyi ki demek istiyorsanız tavsiyemdir. Ve son olarak eğer çok bunalmış, yönünüzü bulamıyor bir haldeyseniz Atlas'ın Lily'e söylediği gibi sadece yüzmeye devam edin. Eminim soluklanacak bir kıyıya ulaşacaksınız. Ulaşacağız.
Antik Yunan Edebiyatı üzerine çalışmalar yapan bir grup üniversite öğrencisi etrafında gelişiyor kitap. Karakterimiz Richard, beş kişiden oluşan bu öğrencilerin arasına girmek için çabalıyor. Aralarında sonradan oluşan bağa tam olarak "dostluk" diyemeyeceğim. Çünkü çok derin bir bağ yok aralarında bence. En mutlu oldukları günlerde bile özellikle Richard'a karşı kurdukları bir duvar var. İlerleyen sayfalarda Richard kendisinden saklanan sırları öğreniyor. Kendisi de sırlar saklıyor. Gizem unsuru kitapta önemli bir yer tutuyor.
Hiçbir karakterlerle sıkı sıkıya bağ kuramadım. En fazla ısındığım karakter ise Francis oldu. Bağ kurmamış olmam kitabı beğenmediğim anlamına gelmiyor. Kitap kurgusuyla, anlatım diliyle, Antik Yunan'a yaptığı atıflarla birlikte çok güzeldi. Betimlemeler belki fazla gelebilir bazılarına ama yazar öyle ince betimlemeler yapmış ki sahneler gözümün önünde film izliyormuşum gibi canlandı. Psikolojik tahlilleri de oldukça iyi vermiş yazar. Anlatıcı Richard olsa da diğer karakterlerin ruh durumları da incelikle kurguya yerleştirilmiş.
Suçlar, hatalar, pişmanlıklar ve pişman olmamalar, korkular, edebiyat, gençlik..
Söylemeden geçemeyeceğim özellikle sonu beni çok etkiledi. Beklenmedikti.
Spoiler olmaması için çok kilit olaylardan bahsetmedim. Umarım sizler de okur ve beğenirsiniz.
Reader Follow Recommendations
İskandinav mitolojisi nedir ne değildir diye meraklandıktan sonra yaptığım araştırmada ilgimi çeken kitaplardan biri oldu. Okumak için çok heyecanlıydım ve heyecanım boşa gitmedi. Mitolojik hikayeler ayrı bölümler halinde sunuluyor. Kurnaz Loki, güçlü Thor, her şeyin babası Odin ve diğer tanrıların başlarından geçtiği düşünülen maceraları okumak oldukça keyifli. Kitabın dili çok akıcı. Okuduğum ilk Neil Gaiman kitabı fakat son olmayacak.
Çok uzun bir serüvendi. Seriyi tamamen bitirmem yıllar aldı. İlk kitabı lisedeyken okumuştum. O zaman nasıl heyecanla okuduydam şuan yine aynı heyecanla çevirdim sayfaları. Film izler gibi okudum. Her an canlandı gözümde. Gölgeler dünyasını, bütün hikayelerin gerçek olduğunu, inancı, savaşı, dostluğu ve aşkı.. Aile olmayı ve aile olmanın kan bağından fazlası olduğunu anlatan harika bir seri. Her karakterin oluşumu, kendini buluşu, bazen kaybedişi.. çok incelikle oluşturulmuş. Öyle ki serinin son kitabı olması gerçeği beni üzüyor. Elbette yan kitapları var fakat bende her zaman özel olacak Ölümcül Oyuncaklar serisi. Ve buraya kitabın en sonunda Jace'in kadife gibi olduğuna çok emin olduğum sesiyle Clary'e okuduğu alıntıyı bırakıyorum.
" Özgürce hizmet ederiz.
Çünkü özgürce severiz,
Bizim elimizdedir sevmek ya da sevmemek,
Ya batarız ya çıkar."
