Tuğçe

328 syf.
6/10 puan verdi
Bosna savaşı ile ilgili ne zaman bir şey okusam tüylerim diken diken oluyor, boğazım düğümleniyor ve yakın tarihimizde yaşanan bu katliamın düşüncesi bile gözlerimin dolmasına neden oluyor. İncir Kuşları da Bosna'da yaşanan bu mezalimi etkileyici bir biçimde okuyuca aktarmış. Kitapla ilgili sevdiğim kısımlar kadar sevmediğim kısımlar da oldu. İlk
İncir Kuşları
İncir KuşlarıSinan Akyüz · Alfa Yayınları · 202126.5k okunma
Reklam
176 syf.
6/10 puan verdi
Kitap kısa olmasından mütevellit olaylar sanki roller coastera binmiş izlenimi uyandıracak bir hız ile ilerledi. Ashley ve Dash'in tanışması ile sevgili olması bir oldu resmen. Zaten kitap kısayken bir de araya polisiye kısımların girmesi tuzu biberi olmuş. Polisiye kısımları okurken aşırı sıkıldım. Keşke kitap sadece Dash ve Ashley'nin yolculuğuna odaklansaydı. Kitap ile ilgili hiç mi bir şey sevmedin derseniz, Ashley'nin köpeği küçük Brad'e bayıldım. Kitabı okurken yüzümü güldüren sahneler zaten hep küçük Brad'in sahneleriydi. Kitabı biraz noel ve kış havası alayım diye okuyabilirsiniz. İnce ve hemencecik akıp giden bir kitap.
Bir Kış Rüyası
Bir Kış RüyasıDebbie Macomber · Epsilon Yayınevi · 2020670 okunma
448 syf.
9/10 puan verdi
·
Read in 4 days
Kül ve Kan'ı bu sene içerisinde okumama rağmen üzerinden biraz zaman geçti yine de kitapla ilgili düşüncelerimi paylaşmak istedim. Neden bilmiyorum ama bu kadının kitaplarında katil çok kolay tahmin edilir oluyor. Serinin ilk kitabı Gölge ve Kan'da olduğu gibi bu kitapta da daha ilk sayfalardan katilin kim olduğunu bildim. Bu durum okuma zevkimi biraz sekteye uğratsa da kitabın gidişatı ve yazarın olayları bağlayış şekli hoşuma gitti. İlk kitaba nazaran çok daha iyi bir kitap koymuş ortaya. Kitabın Romanya'da geçiyor olması ve kış ayında dağın ortasında gizemli bir şatoda olmalarını çok sevdim. İkinci kitabın atmosferi ve konusu ilk kitaba göre daha karanlık ve gizemliydi bu da çoğu yeri heyecanla okumamı sağladı. Yazar olaylara hızlı bir giriş yaparak okuyucuyu daha ilk sayfadan kitabın içine çekmeyi başarıyor. Yazarla ilgili tek sorunum çok kolay tahmin edilebilir katiller yazması. Kitabın bazı yerlerinde bizi şaşırtmaya, dikkatimizi asıl katilin üstünde başkalarına çekmeye çalışıyor ama bence çok bariz yapıyor bu olayı dolayısı ile daha kitabın ortasına gelmeden çoğu şeyi tahmin etmiş oluyorsunuz.
Kül ve Kan
Kül ve KanKerri Maniscalco · Ephesus Yayınları · 2019662 okunma

Reader Follow Recommendations

See All
312 syf.
10/10 puan verdi
Sonsuz Sevgilerimle'de sonunda Bridgerton kardeşlerin beşincisi olan Eloise Bridgerton'ın hikayesini okuma fırsatını yakalıyoruz. Eloise tüm seride Pen ve Kate ile birlikte en sevdiğim kadın karakter, Bridgerton'lar içinde de Colin'den sonra favori kardeşim, dolayısı ile hikayesini okumak için aşırı sabırsızdım yine de çok yüksek bir beklenti ile başlamadım kitaba. Gel gelelim kitaba tek kelime ile bayıldım. Kitabı sevmemdeki en büyük iki etkenden biri Eloise ve Phillip'in dümdüz insanlar olmasaydı. Diğer Bridgerton kardeşlerin aksine yalan dolan, sırlar, yanlış anlaşılmalar olmadan, açıkça isteklerini ve düşüncelerini dile getiriyorlardı ve bu da aşklarını çok kısa sürede sağlam bir temele kurabilmelerini sağladı. Bir diğer sebep ise Amanda ve Oliver Crane'di. Bu yaramaz, küçük yaşlarına rağmen birçok zorluğu yüklenmiş ikizlere bayıldım. Eloise ve ikizlerin arasındaki ilişki de gayet güzeldi ve beni çokça gülümsetti. Kitap ile ilgili beni hayal kırıklığına uğratan şeye gelecek olursak da Penelope ve Eloise'in hiç sahnesi olmamasaydı. Pen ve Eloise çok iyi arkadaşlarken yazarın neden bir tanecik bile Pen ve Eloise sahnesi yazmadığını anlamadım. En azından Eloise'in düğününde bir tanecik sahneleri olsaydı. Yazar yine de kitabın sonunda Eloise'in kızının ismini Penelope yaparak gönlümü almayı başardı.
Sonsuz Sevgilerimle
Sonsuz SevgilerimleJulia Quinn · Epsilon Yayınevi · 20191,015 okunma
446 syf.
2/10 puan verdi
Uzun zamandır bu kadar kötü ve yalan yanlış yazılmış bir kitap daha okumamıştım. Kitabın her yeri yazım yanlışı doluydu. En basitinden 'şey' i bile ayrı yazması gerektiğini bilmiyordu yazar. Hadi yazar bilmiyordu bu kitabı basan editör de mi kara cahil? Hiç mi kontrol etmediniz basarken? Kitabı okurken Ertuğrul Gazi'nin hayatını değil de peygamber efendimizin sahabelerinden birinin hayatını okuyorum gibi hissettim. Resmen tarihimizle ilgili her şey yanlış aktarılmış. Daha yeni İslam'ı kabul etmiş bir boy sanki ervah-ı ezelden beri müslümanmış gibi davranıyordu. Bir de her şeyi hikmetli olaylara bağlaması yok mu yazarın, fantastik kitap mı tarih kitabı mı okuyoruz belli değil. Daha ilk 10 sayfada 3 tane hoca gelip Ertuğrul devlet kuracak diye fetva verdi. İşin üzücü kısmı bunları gerçek tarihimiz sanacak büyük bir kesimin bu kitabı okuması. Ayrıca her bölümün başında yazan alıntılar da sanki Facebook'taki özlü sözler paylaşan sayfalardan alınmışlar. Üç kere Dede Korkut'u okumuş olmasam yazar beni bile Dede Korkut'un Kayılar ile ilgili dediklerini gerçekten söylemiş olduğuna inandıracak. Dede Korkut' un söylendiği dönemle Osmanlı'nın kurulduğu dönem arasında rahat yaklaşık 1000 yıl varken Dede Korkut müneccim miymiş ki acaba ona vasıl olmuş böyle bir bilgi. Son olarak da patates Fransız İhtimalinden sonra yiyecek olarak tüketilmeye başlanmışken nasıl olur da bu kitapta patates yiyebiliyorlar? Yazar şu ufacık detayı bile bilmiyor ama tarih kitabı yazıyor. Lafın kısası lütfen tarihimizi doğru düzgün araştırmadan böyle kitaplardan okuduklarınıza körü körüne inanmayın.
Merhaba Söğüt
Merhaba SöğütYavuz Bahadıroğlu · Nesil Yayınları · 20212,729 okunma
Reklam
Reklam