Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

BngBzk

BngBzk
@BngBzk
Kitaplar benim renkli balonlarım, gökkuşağım
Lisans
342 okur puanı
Ağustos 2017 tarihinde katıldı
71 syf.
7/10 puan verdi
·
9 günde okudu
Bir Kadının Yaşamından Yirmi Dört Saat
Bir Kadının Yaşamından Yirmi Dört SaatStefan Zweig
7.6/10 · 127,5bin okunma
Reklam
71 syf.
7/10 puan verdi
·
9 günde okudu
Eşi öldükten sonra hiçbir hedefi kalmadan yaşama devam eden bir kadın, yine hedefsiz bir şekilde yaşadığı bir gün; kumarda her şeyini kaybedip tek çareyi ölmekte bulacağını düşünen genç bir adamın hayatını kurtarmayı kendine görev edinir, bu sayede yaşam sevincinin birdenbire yeniden uyanması, varlığının işe yarar olduğuna dair hissettiği yeni bir duygu kadını tekrardan hayata bağlar. Bu bir gün boyunca o adamı intiharın eşiğinden kurtarır, hiç hesapta olmayan bir gece geçirir, aşık olur, adam sayesinde muhteşem duygular ve aynı zamanda da çok kötü duyguları bir arada yaşar. Ancak en sonunda, hayatını kurtarmak istediği o adam için boşuna çabaladığını anladığı an, kendisini tekrardan berbat, yitik, utanç içinde bir durumda bulur, hiç ardına bakmadan bulunduğu şehirden kaçar ve bu hem muhteşem hem utanç veren duygu seline uğradığı 24 saati aradan geçen 24 yıl boyunca unutamaz. Merakta bırakan, tekrara düşmeyen, akıp giden bir hikayeydi, okurken keyif aldım; merak ettim, şaşırdım, kızdım, üzüldüm ve daha bir sürü şey :) birçok duyguyu bir arada yaşatan kısa, akıcı okunmaya değer bir hikayeydi. #beğendim
Bir Kadının Yaşamından Yirmi Dört Saat
Bir Kadının Yaşamından Yirmi Dört SaatStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2020127,5bin okunma
İşte o gün, ruhumun üzerindeki taş yuvarlanacak, bütün ağırlığıyla tüm geçmişin üzerinde duracak ve onun yeniden dirilmesini engelleyecekti.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Zaten yaşlanmak da geçmişten artık korkmamak demektir.
Reklam
İnsan ölümün yaklaştığını hissedebiliyor, ölümün gölgesi yolun üzerine kapkara düşüyor, işte o zaman her şeyin rengi soluklaşıyor ve insanın içindeki duyulara o kadar sert işlemiyor ve tehlikeli gücünden çok şey kaybediyor.
Fakat neyse ki zamanın çok derin bir gücü var ve yaşlılık tüm duyguları silebilecek güçte.
Bu kentten uzaklaşmak, kendimden uzaklaşmak, eve, kendi insanlarıma, eski yaşamıma, benim olan yaşama dönmek..
Tüm acılar korkaktır, kendisinden daha güçlü olan yaşama isteği karşısında geri çekilir, çünkü bedenimizin her hücresinde yerleşmiş olan yaşama isteği, ruhumuzdaki ölüm tutkusundan çok daha güçlüdür.
Kibirle, şımarıkça, ruh, fikir, duygu dediğimiz, ıstırap dediğimiz şeylerin aslında ne kadar da zayıf, zavallı, acı veren şeyler olduğunu korkuyla hissediyorum, çünkü bunlar en üst düzeyde bile olsa acı çeken, kıvranan insan bedenini tamamen yok edemiyor, çünkü böyle anlarda dahi insan üzerine yıldırım düşen bir ağaç gibi yere yığılmak yerine, damarlarındaki kan akmaya devam ediyor.
Reklam
Yaşadığım ve kaybolup giden şeyi tekrar tekrar keyfini çıkararak tatmak istiyordum, ‘hatırlamak’ denilen, o kendini kandırmaca büyüsü sayesinde. Bunu anlamak için belki de yanan bir yüreği olması lazım insanın, kim bilir!
Tutkularımın kendini kaybetmiş bir şekilde başını tosladığı bir anlamsızlık duvarı yükselmişti önümde.
Yaşadığım şaşkınlığa ve öfkelendiren güçsüzlüğe benzer bir şeyi hayatımın ne öncesinde ne de sonrasında yaşadım..
1.199 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.