Jack London okuduğum bu ikinci kitabı. İlk okuduğum Vahşetin Çağrısı kitabında da hayranlığım başlamıştı zaten. Sanırım onun özelliği okurken kitabı içinde yaşıyormuş gibi hissetmemizi sağlıyor. Çünkü bunda da aynı heyecanları yaşadım. İçeriğinde geçen yaşam mücadelelerini çok güzel hissettirdi. Mantık aramadan sadece hissetmeye çalıştığım için belki ya da her neyse sonuç olarak karşılarına çıkan düşmanı biz de düşman belliyoruz, onlar açsa biz de aç hissediyoruz, acı çektiklerinde canımız acıyor, birisine aşıksa biz de gülümsüyoruz ister istemez ve kısacası tüm duyguları hissettiriyor bu kitapta.