Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Müjde Babayiğit

Sabitlenmiş gönderi
"Şu hakikati kendi hayatım bana öğretti: İnsanoğlu insanoğlunun cehannemidir."
Sayfa 181Kitabı okudu
Reklam
Müjde Babayiğit

Müjde Babayiğit

, bir kitabı okumayı düşünüyor
Mitolojiden Masallar
Mitolojiden MasallarMüzehher Erim
8.2/10 · 54 okunma
"Branş dersleri veren öğretmenlere, öğrencilere sunacakları hizmeti yerine getirmek için teşvikler sunulması gerekmektedir. Sertifika sahibi olmayan öğretmenlere kamu sermayesini açmanın en azından iki basit yolu vardır.Birincisi,kamu için ücretsiz yetenek merkezleri açmak suretiyle yetenek değişimlerini kurumsallaştırmaktır.Bu tip merkezler endüstrileşmiş bölgelerde açılabilir ve açılmalıdır da.Belli başlı çıraklıklara başlayabilmek için ön koşulları içeren okuma,daktilo yazma,muhasebe,yabancı dil, bilgisayar programcılığı ve elektrik saatlerini okuma gibi belirli diller ,bazı makineleri kullanabilmeye yönelik yetenek merkezleri oluşturabilir.Bir diğer yaklaşım ise diğer müşterilerin ücret ödemek zorunda kalacağı yetenek merkezlerine ,toplum içerisindeki belirli grupların eğitim devamlılığını sağlamaktır.
Sayfa 105Kitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
"Yeni eğitim kurumlarının plânlanması, müdürün ya da başkasının yönetimsel amaçlarıyla veya profesyonel eğitimcilerin öğretim amaçlarıyla ya da farazi bir insan sınıfının öğrenme amaçlarıyla başlamamalıdır. "Kişi ne öğrenmelidir?" sorusuyla değil "Hangi seviyedeki insanlar öğrenci olarak öğrenme eylemi için bir ilişkiye girmeyi istemektedir?" sorusuyla işe başlanmalır."
"Okullaşmanın gizli müfredatı halkı her yerde bilimsel bilginin klavuzluğundaki bürokrasilerin etkili ve yardımsever oldukları yolundaki mite inanmaktadır. Aynı müfredat üretim ne kadar artarsa aynı oranda iyi bir yaşam standardına ulaşılacağı yolundaki miti öğrencilerin kafasına yavaş yavaş yerleştirmektedir. Aynı şekilde kendi zararına olan hizmetlerin tüketimi alışkanlığı ve yabancılaştırıcı üretimi, kurumsal bağlılığa yönelik hoşgörüyü ve kurumsal tasnifin onaylanmasını geliştirmektedir. Öğretmenlerce bunun tam zıttı gerçekleştirilen çabalara rağmen ideolojinin denetimi ele geçirip geçirmemesi hiç önem arz etmeksizin, okulun gizli müfredatı tüm bu etkilerin oluşmasına sebebiyet vermektedir. Diğer bir deyişle, okullar temel olarak faşist, demokratik ya da sosyalist, büyük ya da küçük, zengin ya da fakir olsun tüm ülkelerde benzerlik arz etmektedir. İçerisinde mitin ifade bulduğu büyük mitolojilere rağmen okul sisteminin bu tanımı, mitin dünya genelindeki tanımını, üretimin modunu ve sosyal kontrolünü açıkça görmemizi sağlamaktadır.
Reklam
"Bilgi endüstrisinde tüketici direnci arttırmaktadır. Pek çok öğretmen, öğrenci, vergi mükellefi, işveren, ekonomist ve polis artık okullara bağımlı olayı tercih etmemektedir. Yeni kurumları şekillendirmek ten duydukları düş kırıklığını engelleyen sadece hayal gücü eksikliği değil, genellikle uygun bir dilin ve aydınlanmış ilginin eksikliğidir de. Bu kişiler ne okulun ortadan kaldırıldığı bir toplumu ne de okulsuzlaştırışmış toplumdaki eğitim kurumlarını hayal edebilmektedirler."
"Örneğin iki yüz yıl öncesine kadar hapishaneler bir kişiyi idam edilinceye, sakatlanıncaya, öldürülünceye ya da sürgün edilinceye kadar göz altında tutmanın bir aracı olarak hizmet görürdü ve kimi zaman kasıtlı olarak işkence aracı olarak kullanılırdı. Bir kişiyi hücreye kapatmanın doğru olmadığını o zaman iddia etmeye başladık. Günümüzde sadece bir kaç kişi, bu hapishanelerin suçların hem niteliğini hem de niceliğini artırdığını anlamaya başlıyor. Gerçekte bunlar sıklıkla gelenek dışı davrananlar nedeniyle yaratılmaktadır. Bununla beraber çok daha az sayıda insan tımarhanelerin, bakım evlerinin ve çocuk esirgeme kurumlarının aynı şeyi yaptığını anlamış gözüküyor."
"Gelecek, yeni ideolojiler, teknolojiler geliştirmemizden ziyade, daha çok etkin bir yaşamı destekleyen kurumları seçimimize bağlıdır. Teknolojik kaynaklarımızı, tercihen böylesi büyümekte olan kurumlara yatırım olarak değerlendirme isteği kadar, alışkanlıklardan ziyade kişisel gelişimi destekleyen kurumları tanımamıza yol açacak bir dizi kritere de ihtiyacımız vardır."
" Dünyasını şekillendiren güçlerin üyeliğine kabul edilmiş kişi, bu kabul ediliş sürecinin ritüel karakterinin farkında olmadığı sürece, kabuğunu kırıp yeni bir dünya yaratamaz. Okulun, gelişimci tüketiminin -ekonominin ana kaynağı- şekillendirdiği ritüellerin farkına varmadığımız sürece bu ekonominin kabuğunu kıramayız ve yeni bir ekonomi meydana getiremeyiz.
"Günümüzde pek çok genci karakterize eden uyumsuzluk, davranış olarak o kadar da kavranmış değildir. Bu uyumsuzluk hakkında şaşırtıcı olan şey, ona toleranslı davranmaya pek çok insanın hazır olmasıdır."
Reklam
"Okulda başlayan ve aynı anda sömüren ve sömürülen konumunda olan öğretmenler ve öğrencilerce farkına varılan özgürleşme hareketleri, geleceğin devrimci stratejilerinin habercisi olabilir. Okulsuzlaştırmanın radikâl programı, zorunlu "sağlık", "refah" ve "güvenlik"te önemli bir rol oynayan sosyal sisteme karşı meydan okumaya gerek duyulan yeni bir devrim modeliyle gençliği eğitebilir."
"Okul eleştirel yargı oluşturmanın birincil işlevine sahip olduğuna inanıldığından dolayı insanları daha derinden ve daha sistematik bir şekilde köleleştirilmektedir. Okul paradoksal olarak önceden sunuma hazırlanmış bir sürece bağımlı olan kişinin kendisi, başkaları ve doğa hakkında bilgi edinmeyi denemek suretiyle bu amacını gerçekleştirmeye çalışmaktadır. Okul bizi öylesine kapıp kuşatır ki hiç birimiz ondan bizi rahat bırakmasını bekleyemiyoruz."
"Okul, öğrencinin her şeye gücü yetme konusundaki eksiklik duygusuyla büyümesini, öğretmene aşağılayıcı bir bağlılıkta bulunma gerekliliğiyle birleşmektedir."
"Genç insanlar, kendi hayal güçlerinin müfredatın sunduğu eğitimle şekillendirilmesi ne izin vermektedirler ve her çeşit kurumsal plânlamaya karşı şartlandırılmaktadırlar. "Eğitim" bu insanların hayal güçlerini sınırlarını daraltmaktadır. Onlar açığa çıkarılamazlar. Fakat umutlarıyla beklentilerini değiştirmeleri öğretildiğinden dolayı sadece aldatılmaktadırlar."
"Gerçekte öğrenme edimi başkalarının yönetimine en az ihtiyaç duyulan bir insan etkinliğidir. Çoğu öğrenme edimi bir öğretimin sonucu değildir. Daha ziyade anlamlı bir oturumda engellenmeden gerçekleştirilen katılımın sonucudur."
"Okul bize öğretimin öğrenmeyi ürettiğini öğretmektedir. Okulun varlığı okullaşma talebini doğurmaktadır."
444 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.