Çünkü eğer bilgi mutlak özü elde etmek için bir araçsa, akla hemen,bir aracın bir şeye uygulanmasının o şeyi kendi için olduğu şekliyle bırakmadığı, onda bir dönüşüme ya da başkalaşıma yolaçtığı gelir.
Söz konusu okur burada,okumaya alıştığı ve keyif aldığı geleneksel-gercekçi romanın özelliklerini,okuduğu metinde bulamamanın sıkıntısını çeker;çağımız romanının özelliklerine alışkın olmadığı için de,"Yeni Hayat" metnindeki ipuçlarının ardına düşüp anlam katmanlarını bulgulamak yerine,okuduğu metni sürekli olarak alıştığı romanlarda örtük düzlemde kıyaslar;kendisine yol gösteren,toplumsal/ahlaksal iletilerde bulunan bir yazarın özlemini çeker;yaşadığı dünyanın metinde bir yansımasını arar;rahatça okuyabilecegi,sonra ne olduğunu merak ettiği gerilimli bir öykünün bulunmaması onu rahatsız eder;mantıklı bir öyküsü olmayan bir metinde ne yapacağını bilemez.
Günümüzde bilgiye ulaşmanın en kolay ve anlaşılır yoludur okumak. Zamanın koşturmacasında kitap okumaya ayrılan süre maalesef oldukça az bir süredir ve hızlı ve anlayarak okumak bir beceri değil zorunlu bir ihtiyaçtır.
Bu yazıya başlamadan önce Türk Edebiyatının önemli yazarlarından olan Reşat Nuri Güntekin'in kitap okuma ile ilgili bir kısa