Bir ürünün, ürününün, ürünü. Arabaları dizayn eden adamlar da birer ürün. Senin ailen bir ürün. Onların ailesi de birer üründü. Öğretmenlerin, ürün. Kilisedeki papaz, başka bir ürün, diyor Brandy.
"Bazen bastığın boku temizlemenin en iyi yolu" diyor Brandy, kendini kıymetli bir ödül gibi görmemektir.