Akış
Ara
Keşfet
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
Kitap Türleri
Dergiler
Çevirmenler
İncelemeler
Alıntılar
İletiler
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.38.2
Boran Şahin
Boran Şahin
@Boran1000kitap
Bir hayat düşünün, saat 6'da kalkıp 3 saat yol gidiyorsunuz. Sonraysa iş yerinde veya okulda para kazanmak için orada zamanınızı, emeğinizi harcıyor ve yoruluyorsunuz. Böyle bir hayat mümkün mü? Tabii ki de değil!
Her insanın Tembellik Hakkı vardır, lâkin bu Tembellik tüm gün yatmak demek değildir. Daha çok felsefe yapmak, kendini geliştirmek vesairedir. Yani tüm bu gelişimler için insanın Tembellik Hakkı vardır. Bu tüm şekillerde kendimizi geliştirirsek, hayatı yaşayabiliriz. Belki de siz bir edebiyatçı, düşünür, ressam olacaksınız. Bu nedenle işinizle beraber bu tür alanlarda da kendinizi geliştirmenizi tavsiye ederim.
Diğer söyleyeceğim ise sorgulamak, biz gerçekten de birine hizmet ediyoruz ama o kişi bizim emeğimizi, zamanımızı hak ediyor mu? Bu sorgulamaya girin arkadaşlar.
Tabii size işinizi bırakın da demiyorum. Bu gerçekçi değil. Ama aynı zamanda kime hizmet ettiğinizi bilmelisiniz.
Finlandiya'yı hepimiz güzel eğitiminden, ahlaklı ve çalışkan insanlarından biliriz. Lâkin önceki yıllarda Fin halkı eğitimsiz, ayyaş ve kabaydılar. Kitap Finlandiyanın nasıl geliştiğini anlatıyor.
Snellman Finlandiya'yı geliştiren ön önemli insanlardan birisi. O, Finlere nasıl gelişmiş bir devlet olacağını öğretti. Edebiyatçılara gidip eserlerini Fince yazdırdı. Milli sanatı canlandırdı.
Mesela Snellman cehaletle savaşmıştır. Her yere okullar açmıştır. Okuryazar oranını oldukça arttırmıştır.
Onun dışında kitabın birinci bölümünde çok güzel bir giriş vardı. Bir tarihi mekan çokça eskiyordu ve yenileniyordu. Ve kitap diyordu ki: Devletlerde böyledir. Yani eski rejim şimdiye uyarlanamaz. Cumhuriyet lüzumludur.
Bununla birlikte Snellman, ülke gelişimi için dinide ihtiyaç sayıyordu. Kiliselere gider ve rahiplerle konuşurdu. Gerçekten de şu an da ülkemize hurafelerden arındırılmış gerçek İslâm gerekmiyor mu?
Herkes okuyamayabilir. Snellman bunu bildiğinden askeriyeye de el atıyor. Diyor ki, "Kışlalarda da bir kaç saat de olsa, güzel ahlâkı, iyi bir insan olmayı vesaire öğretin" bu bence bizim ülkemizde de uygulanmalı. Herkes okula göremeyebilir. Ama herkes askere gidecektir. Askerde de vatanseverlik ve silah kullanmaktan başka bilgide öğretilsin.
Onun dışında Snellman memurlardan, çocuk gelişimine, Sosyal devletten, futbola birçok şeyle ilgili konuşuyor. Okuyun, oluşturun.
Doğruyu söyleyeni dokuz köyden kovarlarmış. Bu kitabın yazarıda gözaltına alınmıştı, belki hatırlarsınız, Hande Karacasu.
Kitap mültecileri konu alıyor. İlk dört bölümde nasıl mültecilerin bu ülkede bizden daha iyi yaşadıklarına, nasıp bizden daha zengin oldukları yazılmış.
Sonrasındaysa mülteciler neden alındı, savaş nasıl başladı, biz niçin Suriyedeyiz? gibi soruları görüp, SADAT, ASRİKA ve AKP'nin karanlık yüzünü görüyorsunuz. Kitap derinleşiyor ve en sondada verilere falan değinilio kitap bitiyor. Kitap gerçekleri anlatıyor, bence herkes okumalı.
Okur Takip Önerileri
Kitap çok güzeldi. Genel olarak Erzurum Kongresi ve TBMM'nin açılışına kadar olan teşkilatlanma ve Atatürk'ün yaptıkları anlatıyordu. Erzurum Kongresi ve Sivas kongresi nasıl fakirlikle yapılmış, Atatürk ve Heyeti Temsiliye nasıl zorluklar çekmiş. Buna rağmen Heyeti Temsiliye yaptığı hamlelerle nasıl tüm memlekette bir örgütlenme yapmış, çok iyi anlarsınız.
Kitap çok kolay okunur. Resimli falan zaten. Bazen on sayfa sırf resim. Kongrelere katılanların resimleri falan konulmuş. Gerçekten o zamanı yaşıyorsunuz. Yakın tarih hakkında güzel bir kitap.
Kitap 1918 kitabının devamıydı. Çok güzeldi. Atatürk Suriye Cephesinden sonra İstanbula geliyor ve tarihe geçecek olan o sözlerini, işgalci gemilere bakarak dillendiriyor, Geldikleri gibi giderler.
Kitapta o İstanbulda ki baskıyı çok iyi anlarsınız. Aynı zamanda kitap Samsun'a çıkışıda anlatıyor. 1918'de yazar, Atatürk Suriye'yi terk etti, tezini çürütmüştü. Bu kitaptaysa, Bandırma altın doluydu, yalanını söndürdü. Ayrıca Havza Tamimi ve Amasya Tamimini de güzelce anlatılmış, su gibi okursunuz.
