Bu kitabı bir romanı puanlandırır gibi değerlendiremeyeceğim. Biraz sohbet havasında düşüncelerimi paylaşmak istiyorum.
Kitaba başladıktan sonra bir kaç günde okuduğum halde adını bir çok kez duyduğum bu kitabı okumakta geciktiğim için ayıp ettiğimi itiraf edeyim.
Kitapta bahsi geçen cross methodlar, virendell kirişler, başlangıç teoremi yöntemleri gibi teknik terimleri okudukça zihnimde canlanan üniversite yıllarım, yine kitapta bahsi geçen bizatihi tanışma fırsatı bulduğum Mustafa İnanın öğrencisi rahmetli sevgili Şenol Utku ve olayların geçtiği aşina olduğum mekanlar benim kitapla canlı bir bağ kurmama sebep oldu.
Mustafa Hocanın geçirdiği hayat mücadelesi, bilime adanmış bir ömür, gelenekçi yapısı ve bunların yanında çeşitli edebi ve bilimsel birçok alandaki yetkinliği kültürümüze ve zamana verdiği kıymeti gözler önüne seriyor. Burada en çok divan edebiyatına ve kelime kökenlerine olan ilgi ve yetkinliği dikkatimi çekti. Kalemine de yansımış olacak ki eşi Jale Hanıma yazdığı mektup ta bir okadar edebi ve samimi geldi.
Bu eserin nesillerimizden kaliteli ve çok yönlü bilim insanları çıkmasını teşvik edecek olması, bilginin ve araştırmanın değerini anlamaya katkı sağlayacak niteliklerinden dolayı, Mustafa Hocanın hayatını bir çok yönüyle kaleme alarak bizlere ulaştırdığı için emeği geçenleri tebrik ederim.
İncelememi görmeyecek olsalar da kitabı okurken Mustafa İnan a çokça benzettiğim mekanik kürsüsünden Erol Demirkana ve betonarme kürsüsünden Ali Sarı hocalarıma, Mustafa İnanın kitapta anlatılan samimiyetini aratmayacak ilgilerinden dolayı ve üzerimizde olan emekleri için teşekkür ederim.