Buğra Eskiçınar

296 syf.
4/10 puan verdi
·
Read in 11 days
Romandaki bütün diyalogların bir tiyatral bir şekilde ilerliyor. Karakterler neredeyse sayfalarca nutuk çekiyor, aşırı devrik konuşuyor. Durmaksızın akan bu tiyatral diyoglar bir yerde insanın içini bayıyor bana kalırsa. Benim sık sık kitaba olan odağım kayboldu. Ayrıca roman aylak, ne yaptığını bilmeyen avare bir başkahraman sahip ve hiçbir gelişme ve ilerleme göstermeyen bu karakteri sürekli okumak da bir yerde beni sıktı. Ara ara güzel pasajlar içerse de bir bütün olarak sevemedim Tanner Kardeşler'i. Edebiyat anlayışıma, roman zevkime hitap etmedi.
Tanner Kardeşler
Tanner KardeşlerRobert Walser · Can Yayınları · 202490 okunma
Reklam
160 syf.
7/10 puan verdi
Sessiz Sahil, 1940’lı yılların Amerika’sında New York yakınlarındaki Cold Spring kasabasına götürüyor okuru. Bu kısa romanda Richard Yates, yolları tesadüfen kesişen ve oldukça sıradan iki ailenin aralarındaki görünürde sezilmeyen ancak içten içe gerilimli ilişkiye değiniyor. Richard Yates'in eserlerinde sıkça görülen bir tema, Amerikan
Sessiz Sahil
Sessiz SahilRichard Yates · Yapı Kredi Yayınları · 201743 okunma
120 syf.
5/10 puan verdi
·
Read in 25 hours
Bana kalırsa Aile Fotoğrafı bir roman değil, uzun bir öykü tabiri daha doğru olabilir. Ancak romanda bana kalırsa büyük bir sorunu var ki, karakterleri tek boyutlu olması. Hiçbir karakterler bağ kuramadım. Ortada dağılan bir aile var. Evin babası basiretsiz, dağınık bir adam; ama neden böyle olduğunu bilmiyoruz. Evin annesi çok silik boy gösteriyor. Birazcık evin büyük oğlunun portresi bir katmanlı betimlenmiş denilebilir. Bunlardan dolayı bir roman okumaktan çok televizyonda açık ama takip etmediğim bir dizinin kulağıma çalınan repliklerini dinlemiş gibi hissettim. Karakterin yüzeyselliği, kitabın dil ve anlatım bakımından yavan kalmasını da sağlamış. Sözün özü, sevemedim Aile Fotoğrafı'nı.
Aile Fotoğrafı
Aile FotoğrafıKerem Görkem · Sia · 2021119 okunma

Reader Follow Recommendations

See All
160 syf.
·
Not rated
·
Read in 27 hours
Kitabın Özeti: Bizim bir Behçet vardı ne oldu ya? Epeydir görünmüyor... Yazacak başka bir şey yok. Tabii bir de Sabri Bey'in muazzam Doğu-Batı çözümlemesi.
Mahur Beste
Mahur BesteAhmet Hamdi Tanpınar · Dergah Yayınları · 20196.4k okunma
72 syf.
9/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 4 days
Linke gitmek için kaydır
Uzaktan Kumandalı Kız, 1974 yılında yayımlanmasına rağmen günümüze ışık tutan bir novella. Reklamların halkın yararını gözeterek yasaklandığı ve teknolojinin ileri düzeye ulaştığı bir gelecekte geçiyor. Ancak tüm üretimi ele geçirmiş sermayedarlar için bu yasak işlevsel değildir; çünkü zaman mükemmel güzellikle ve yakışıklılıktaki tabiri caizse
Uzaktan Kumandalı Kız
Uzaktan Kumandalı KızJames Tiptree Jr. · İthaki Yayınları · 03,295 okunma
Reklam
424 syf.
9/10 puan verdi
·
Read in 8 days
Küresel mi ısınma
İnsanlık binlerce yıl, doğada ve doğanın yasalarına tabi olarak yaşadı. Sabırlı bir taş ustası gibi doğa, her canlıya yaptığı gibi insanı da usul usu yonttu, kendine uyumlu bir şekle soktu. Ta ki tarım devrimine kadar. Tarımla birlikte, insan doğanın hükümdarlığından sıyrıldı, adına uygarlık denilen kendi yasalarını inşa etmeye başladı. Bilgi
Antilop ve Flurya
Antilop ve FluryaMargaret Atwood · Doğan Kitap · 2018303 okunma
384 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 10 days
1950'li yıllar. Demokrat Parti iktidarda, dillerle müthiş bir atılım ve ilerleme lafı dolanıyor. Şimdilerde kamuoyunda Menderes yıkımları olarak bilinen İstanbul’da hararetli bir imar faaliyet var. Anlaşıldığı üzere yapım yıkım işi çok. Peki kim yapacak bunca işi? Tabii ki, tarımda makineleşme ve vadedilip bir türlü gerçekleşmeyen toprak reformu
Gurbet Kuşları
Gurbet KuşlarıOrhan Kemal · Everest Yayınları · 20201,082 okunma
184 syf.
9/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 3 days
Mutsuz Aileler
Mutluluk Fotoğrafı, tıpkı Anna Karenina gibi vurucu ve kitabın baştanbaşa duygu yüklü olduğunun habercisi bir cümle ile başlıyor: “Grimes kız kardeşlerin mutlu bir hayatı olmadı.” Richard Yates’in anlatmak istediği bir meselesi var. Şehir hayatının monotonluğunda eriyip giden hayatları mercek altına alırken sözde ‘Amerikan Rüyası’nı didik didik
Mutluluk Fotoğrafı
Mutluluk FotoğrafıRichard Yates · Yapı Kredi Yayınları · 201894 okunma
193 syf.
8/10 puan verdi
·
Read in 4 days
Kallokain, Karin Boyle tarafından 1940 yılında yazılan bir distopya. Evet, distopya denince akla ilk olarak 1984, Cesur Yeni Dünya ve Biz kitapları geliyor olsa da, Kallokain de en az türdeşleri kadar etkileyici ve insanı dehşete düşüren cinsten. Kallokain’in merkezinde romanın başkahramanı Leo Kall’ın geliştirip kendi adından esinlenerek
Kallokain
KallokainKarin Boye · İthaki Yayınları · 20201,108 okunma
352 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 9 days
Fareler ve Winstonlar
1984; Biz, Cesur Yeni Dünya, Fahrenheit 541 ve Demir Ökçe gibi edebi açıdan ün salmış ve en çok okunan distopyalardan biri. Peki distopya ne anlama geliyor? Kabaca tabirle karanlık bir gelecek tasviri, kara ütopya, düşlenen mutlu ve huzurlu geleceğin karanlıklara gömülmesi. Ama her şeyden önce ben, neden insanların yıllar boyunca ütopyalar ya da
1984
1984George Orwell · Can Yayınları · 2023166.5k okunma
Reklam
556 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 11 days
Bir Göç ve Mücadele Romanı
John Steinbeck, ezilen ve sömürülen insanların yazarı. Gazap Üzümleri ise ezilen insanların destansı bir hikayesi. Gazap Üzümleri, 1930’lu yıllarda yaşanan Büyük Buhran döneminde yıllarca ekip biçtikleri topraklarından sermaye sahiplerince atılıp göçe zorlanan binlerce ailenin yaşadıklarını Joad ailesi özelinde anlatıyor. Joadlar da tıpkı diğer
Gazap Üzümleri
Gazap ÜzümleriJohn Steinbeck · Sel Yayınları · 202035.5k okunma
214 syf.
9/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 4 days
Bazı kitaplar vardı, meselesini öyle ilk anda vermez, sayfalar ilerledikçe için için açan bir çiçek gibi döker meselesini. Farkına varmaksızın hüzne boğar okuru. At Çalmaya Gidiyoruz da böyle kitaplardan biri oldu benim için. Kitabın anlatıcısı Trond, 67 yaşında, Norveç’in harika doğasında yer alan köylerinden birinde yaşayan yalnız bir adam. Bu köye yerleştiğinden beri evin ufak tefek tadilat işleriyle, yaptığı doğa yürüyüşlerle kendine bir düzen kurmuş öyle ya da böyle yaşıyorken yaşadığı birkaç tesadüfi olay onu bu inziva hayatının tekdüzeliğinden koparıp anılarının girdabına sürüklüyor. Böylece Trond geçmişini yeniden yaşamak ve sorgulamak zorunda kalıyor. Kahramanın geçmişiyle hesaplaştığı kitapları seviyorum; çünkü bellek ile benlik arasında sıkı bir bağın var olduğunu düşünüyorum. Bilhassa sık sık kullandığımız “Geçmişini unut, gelecek bak” gibi cümlelerin çok da gerçeği yansıtmıyor bana kalırsa. İnsan geçmişini bir yük sırtında taşıyor, iyi ya da kötü olsun anılarıyla var olma eğilimi gösteriyor. Sanıyorum ki yazar Per Petterson’da benle aynı kanıda olacak ki, At Çalmaya Gidiyoruz’da bu konuyu kitabın merkezine almış. Per Petterson, hayatın günlük hayhuyuna kapılıp hasıraltı yaptığımız acı yönlerini yaşlı ve yalnız bir adam üzerinden öyle gerçekçi ortaya koymuş ki, kitabı okurken zaman zaman hüzünlendiğimi, hatta kitabın sonlarına doğru boğazıma bir yumrunun oturduğunu hissettim. At Çalmaya Gidiyoruz bu yönüyle hayatın içinden beslenen esaslı bir roman
At Çalmaya Gidiyoruz
At Çalmaya GidiyoruzPer Petterson · Metis Yayınevi · 20211,114 okunma
119 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 3 days
Ursula K. Le Guin’nin kitapları salt bilimkurgu ve fantastik olarak nitelendirilebilecek kitaplar değiller. Ursula özellikle bilimkurgu romanlarında mekân olarak kurguladığı dünyaları felsefe, politika ve sosyolojiyle temellendiriyor. Dünyaya Orman Denir de bu çizgide yeralan bir kısa roman. Ursula K. Le Guin Dünyaya Orman Denir'de uzak bir
Dünyaya Orman Denir
Dünyaya Orman DenirUrsula K. Le Guin · Metis Yayınları · 20191,041 okunma
140 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
Kemal Bilbaşar daha çok Doğu Anadolu’daki dağ köylülerin cumhuriyet sonrası yaşadığı ağa zulmünü konu edinen Cemo ve Cemo’nun devamı Memo romanlarıyla tanınıyor. Şüphesiz ki Cemo ve Memo dâhil Kemal Bilbaşar’ın neredeyse tüm roman ve öyküleri toplumcu gerçekçi çizgide yer alıyor. Ancak bu toplumcu gerçekçi romanların dışında onun öyle bir aykırı
Denizin Çağırışı
Denizin ÇağırışıKemal Bilbaşar · Can Yayınları · 2003370 okunma
160 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 3 days
Darwin yok, evrim yalan (!)
Jack London, ben de yeri her daim ayrı olan yazarlardan biri.Jack London ile tanışmam en çok okunan ve bilinen kitabı Beyaz Diş ile değil, Martin Eden olmuş ve kitaptan çok etkilenmiştim. Öyle ki üzerinden birkaç yıl geçmesine karşın kitabın etkisi hâlâ dimağımda taptazedir. Hatta Martin Eden okuduğum en iyi on kitap arasına yer aldığını da
Adem'den Önce
Adem'den ÖnceJack London · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 201918.8k okunma
168 syf.
8/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 3 days
Genç Bir Doktorun Anıları kendisi de bir doktor olan Mihail Bulgakov’un kendi deneyimlerini kurguyla buluşturduğu bir öykü derlemesi. Bulgakov, daha çok hiciv sanatındaki ustalığı ile bilinen ve fantastik öğeler barındıran eserler vermiş bir yazar. Genç Bir Doktorun Anıları’ndaki öykülerde ise onun bu renkli ve ilginç üslubundan çok gerçekçilik
Genç Bir Doktorun Anıları
Genç Bir Doktorun AnılarıMihail Bulgakov · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 201524.8k okunma
Reklam
248 syf.
7/10 puan verdi
·
Read in 6 days
İhtiyarlara yer yok!
Şimdiye dek, İhtiyarlara Yer Yok kadar filmi ile özdeşleşmiş bir kitap okumamıştım. Genellikle daha çok ayrıntıya sahip olmanın verdiği güçle kitaplar filmlerden birkaç adım önde olurlar. Ancak İhtiyarlara Yer Yok kitabında durum farklı. Film ve kitap yapboz parçaları gibi birbirini tam manasıyla tamamlıyor. İhtiyarlara Yer Yok kendine o kendine
İhtiyarlara Yer Yok
İhtiyarlara Yer YokCormac McCarthy · İthaki Yayınları · 2018343 okunma
318 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 6 days
Tom Hazard, Shakespeare ile aynı sahnede yer almış, Scott Fitzgerald ile bir barda tanışmış, Kaptan Cook’un gemisiyle uzak denizlere açılmış yaşlı bir adam. Tam olarak 439 yaşında ancak görünüş olarak henüz kırklı yaşların başında. Akla ilk olarak ölümsüzlük geliyor değil mi? Hayır, Tom Hazard da tüm canlılar gibi ölümlü; ama onun için zaman
Zamanı Durdurmanın Yolları
Zamanı Durdurmanın YollarıMatt Haig · Domingo Yayınevi · 20226.9k okunma
253 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 8 days
Gün Ortasında Karanlık’ın 1941’de yayınlanmasından önce Sovyetler Birliği Komünist Partisi, Stalin döneminde yaşanan parti içindeki muhalif düşüncelerin tasfiyeleriyle çalkalanmış, devrim nihai amacından saparak bir güç savaşına sahne olmuştu. Tıpkı gerçekte yaşananlar gibi romanın başkahramanı Rubashov da bir sabah evinde baskına uğrar ve
Gün Ortasında Karanlık
Gün Ortasında KaranlıkArthur Koestler · İletişim Yayınevi · 2019424 okunma
275 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 17 days
Belleğin Kış Uykusu, aklın, yüreğin ve iyi edebiyatın harmanladığı bir roman. Tek kelimeyle harika... . Kitap, bir adamın hafızasının tamamını yitirmiş bir şekilde uyanıp sarı bir zarfa konulmuş meçhul bir yere giden bir tren bileti bulmasıyla başlıyor. Dönüp belleğini yokladığında ise orada sadece asılı kalmış tek bir harfin titrediğini görüyor:
Belleğin Kış Uykusu
Belleğin Kış UykusuMehmet Eroğlu · Agora Kitaplığı · 2006212 okunma
·
Not rated
Dünya Ağrısı, adı gibi ağrılı ve ağır bir roman. Ve bir o kadar da gerçek. Anadolu’da küçük bir şehir, şehrin içinde zamanın hımışına uğrayıp köhneleşmeye yüz tutmuş bir otel, otelin sahibi Mürşit. Mürşit mutsuz, bıkkın ve bitkin. Ruhu ağrılar içinde.İstemediği, seçmediği, bir anda kendini içinde bulduğu hayatına, eşine, çocuklarına, topluma
Dünya Ağrısı
Dünya AğrısıAyfer Tunç · Can Yayınları · 20214,062 okunma
484 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 18 days
Ölü Canlar, yergi dolu, usta işi bir roman. Aynı zamanda yarım kalmış katil bir roman. Gogol, insani ilişkilerde dizginleri eline almış kötücül davranışların ve toplumun her zerresine sirayet etmiş yozlaşmanın, yaradılıştan değil insanların içinde bulundukları sistemden kaynaklandığına inanıyordu. İşte bu inançla Ölü Canlar’ı yazmayı amaçlıyor.
Ölü Canlar
Ölü CanlarNikolay Gogol · İş Bankası Kültür Yayınları · 202223.7k okunma
Reklam
173 syf.
9/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 27 hours
Kabuk, bir ailenin üç kuşaklık deliliğin öyküsü Anneanne, anne ve kız. Hayata yenilen, tutundukları dallar kırılan, düşen, kırılan, kırıklarından ördükleri bir kabuğa kendilerini hapseden üç kadın. Kitap bu üç kadının ağzından ilerliyor. Girdap misali bir okuru içine çeken sürprizli bir kurgusu, hiç düşmeyen temposu, kitaptaki karakterlerle yaraşır delimsek bir dili var kitabın. Ayrıca yer yer Zeynep Kaçar bilinç akışı tekniğini çok iyi kullanmış. Çok da güzel olmuş, çoğu kitabın okunmasını güçleştiren bu teknik, Kabuk’ta ters etki yapmış, kitabın akıcılığını daha bir arttırmış. Ve bence kitabın gizli bir kahramanı daha var: Yazgı. Üç kadının da hayatını tepetaklak eden, tamamen insanın seçimleri dışında aniden gelişen olaylar. Yazgının getirdiği gerçeklerle yüzleşmekten korktukları, o gerçekleri kabullenemedikleri için deliliğin ardına sığınmaları, adeta deliliği bir zırh gibi kuşanmaları. Kitabı bitirince uzun süre şu sorular dolaşıp durdu zihnimde. Hepimiz yazgıdan ne kadar kaçabiliyoruz? Hayatımızın ne kadarını kendimiz seçtik daha kendi adlarımızı bile seçemiyorken? Bir anda yaşadığımız kayıplar, içine doğdumuz aile, yaşadığımız bu çağ… Hiçbir insanın elinde değil. Kitap insanın ne kadar küçük, ne kadar kırılgan olduğunu okurun yüzüne vuruyor.İşte tüm bunlarla hayattan, çok gerçekçi bir kitap Kabuk. Yazımı Kabuk’un bel kemiği olabilecek bir cümleyle bitirmek istiyorum. “Her çocuk emin olmalı annesinin sevgisinden. Bir tek bu bilgi bile yeter insana ömür boyu ayakta durabilmek için. Bunu bilmeden, hiçbir zaman gerçek bir hayat yaşamıyor insan, gerçek insan olamıyor.”
Kabuk
KabukZeynep Kaçar · Sel Yayıncılık · 20173,201 okunma
232 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
Cemo… Ne güzel, ne samimi bir kitaptın. Cemo, Cumhuriyetin ilk yıllarında Doğu Anadolu’nun sert coğrafyasını mesken tutuyor. Kitap iki bölümden oluşuyor. İlk bölüm Cemo’nun babası Cano’nun ağzından anlatılırken ilk bölüme göre çok daha uzun olan ikinci bölüm, Cemo’nun yoldaşı çan ustası Memo’nun ağzından ilerliyor. İlk bölümde Şeyh Sait isyanı
Cemo
CemoKemal Bilbaşar · Can Yayınları · 20151,643 okunma
272 syf.
8/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 5 days
Polonya'da Bir Kuş Var, Romain Gary'nin yazdığı ilk kitap ve II. Dünya Savaşı süresince Nazi işgali altındaki Polonya'nın ıssız ormanlarına hapsolmuş bir grup partizanın bu işgale karşı direnişini konu ediniyor. Evet, savaş, iki hece beş harf bir sözcük, basit. Şu kadar sürdü, bu kadar insan öldü, demekse kısa ve anlamsız. Peki ya bu savaşı
Polonya'da Bir Kuş Var
Polonya'da Bir Kuş VarRomain Gary (Emile Ajar) · Agora Kitaplığı · 2012252 okunma