Kitabı okumayı dün bitirdim, iki günde akıp gitti. Çok fazla kitap detayına inmeyeceğim, insanda yarattığı hisler üzerine yazmak istedim incelememi. Dünden beri sorgu hali içindeyim, nasıl bu kadar geç kalırım bu kitaba diye sorguluyorum kendimi.
Asıl sorgular kitabın satır aralarında gizli tabi, neredeyse her sayfasında ayrı konuda aydınlandığım bir kitap oldu. Gülseren Budayıcıoğlu ile de bu vesileyle tanışmış oldum geç oldu ama olsun her şeyin bi zamanı vardır demek ki bu zamanmış doğru zaman.
Kitabı en genel haliyle gözlemleyecek olursam aldatmak ve aldatılmak üzerine ciddi bir analiz yapabilmeyi sunuyor okuyucuya.. Hep sorardım "Nedir bu erkeklerin aldatma merakı? Neden aldatmayı marifet olarak görürler ve bununla övünürler? Kadınlar onlar için nasıl skor haline gelir?" diye, bu kitapla biraz olsun nedenini anlayabildim. Zaman zaman çok kızdım Kenan'a, Fadi'ye ve Handan'a ama sonra hepsi için ayrı ayrı üzüldüm. Ve nasıl olduğunu anlayamadığım bi şekilde en çok Kenan'a üzüldüm.
Geçmişi hiç bir zaman yok sayamadığımızı da gözler önüne seriyor Gülseren Hanım, geçmişten saklanamayız, kaçamayız..
Umut hep vardır, umarım gerçek umutlarımız olur her zaman..