Yukarda Allah, Ankara'da Devlet, Hükümet hem da, burda da ben!"
"Bilirsiniz nedir kanun? Gördünüz kurs? Aldınız büyüklerinizden sıkı terbiye?"
"Vazife bir sırasında görmeyecek gözün dünyayı, demeyeceksin evladım, ciğerparem!"
Okurken çokça güldüğüm, kızdığım ama aynı zamanda baş parmağımı koyup kaldığım sayfaya, düşündüğüm kitap.
Orhan Kemal'in dilini, kurgusunu, gözlem gücünü çok ama çok seviyorum. Bu kitapta öyle bir karakter yaratmış ki öyle özgün ki...
Bazen abartmıyor mu diyor, bazen de herkes Murtaza gibi olsa memleketin hâli ne nizami olurdu diye düşünüyorsunuz.
Kemal Sunal'ın Kapıcılar Kralı filmini anımsatıyor çokça . Kendi kendine atfettiği konum , kendini gördüğü yer bambaşka Murtaza'nın . Herkesi kendine güldüren, ailesini utandıran cinsten.
Tüm bunların yanında yaptığın iş ne olursa olsun en iyisini yap düsturunu kendine ilke edinmiş Murtaza. Bekçisinden temizlikçsine, fabrika işçisinden memuruna, öğretmeninden hakimine,vekiline herkes yaptığı işi en iyi şekilde yapmayı ilke edinse çok farklı bir memleket vardı bugün ellerimizde şüphesiz.
Kitapta Balkan Harbi'nden , çok partili hayata
geçiş sürecinin izlerine , liyakatsizliğin her kademedeki yansımasına tanıklık ediyorsunuz.
Murtaza'ya çok kızmayın , anlamaya çalışın.