Herkesin hayatı uzun bir yürüyüş yoluna benzer. Bazıları düzenli taşlarla döşenmiştir. Diğerleri, yani benim ki gibilerse çatlaklarla, muz kabuklarıyla ve sigara izmaritleriyle doludur. Senin hayat yolun da bana benziyor ancak muhtemelen benim ki kadar bozuk olmayacaktır. Umarım ki, bir gün yollarımız kesişir ve bir kutu sütü paylaşabiliriz.
Uğradığı onca haksızlıkla, ayak-yorgan hesabını tutturamamanın getirdiği borç yüküyle sürdürülen bir yaşamın normal olmaktan çok uzak olduğunu bir tek o biliyordu.
Sineğin ışığa gelmesi gibi, toplum içinde yüksek yerlerde olan kimselere yakınlaşmaya çalışır, onların yanına kabul edilmek için yollar arar, onların dünya görüşlerini benimser, onlarla dostluk ilişkileri kurmaya çabalardı.
Aslında her şey,gerçekte o kadar zengin olmadıkları halde zenginlere benzemek isteyen,bu yüzden de ancak birbirlerine benzeyebilen insanlarınki gibiydi.
Kitap akıcı mı ? Evet soluksuz okunuyor ama sinirlenerek sanki bir melodram , yesilcam evrenine düşmüşsünüz gibi. Hem şaşkınlık hem de kızgınlıkla bitirdim. Tabi bitirme aşamasına kadar her sinirlendiğimde bir gün ara vererek okudum. Kısacası kitapta ki karakterlerin her birine ayrı, yazara ise ilk defa çok ayrı öfkem var.
(Uzun zaman sonra profilimde bu kitabı görünce tekrar bir hatırladım ve sinirlendim. Bu incelemeyi yapmam gerek gibi hissettim.)