...
bu kaçıncı düğüm atılan bana,
bu nasıl böyle küf,
söyle:
artık ne, bu harabe kime?
Boğaza tıkanan yutkunma
nedensiz bir akşamdan kalma nem gibi unutuldum.
O rahvan atları anlaşılır kılan sabahlarda
göğsü kasvet sayrılarıyla çarpışıp
delişmen çocuklarını azdırırken dünya
şehrin çarşılarından esen telaş
hıçkırıklarla akşamı karşılayan bir aldanış gibi
babamın incinmiş sesine çökerdi.
yatağına ilk kez akan bir nehrin hırçınlığıyla
karın kapadığı rayları temizleyendi babam.
bir nasihatin başlangıcındaki