İzmir'de bir sahafçıya gitmiş ve satıcıdan "Jack London'ı daha önce hiç okumadınız mı?" sözlerini duymuş ve bunun üzerine "Beyaz Diş" kitabını almıştım. Beyaz dişten önce okuduğum bir kitap vardı. Harper Lee'den "Bülbülü Öldürmek" kitabımı otagarda annemi beklediğim sırada okurken, yaşlıca bir beyefendi "-Okuma kitabı mı okuyorsunuz?" dedi. "-Evet, isterseniz başka bir kitabım daha var okuyabilirsiniz" dedim. Beyefendi kabul etti ve ona Beyaz Diş'i verdim. Bir saat boyunca -onu gözlemledim- kafasını kaldırmadan okudu kitabı. Sonunda "-Artık gitmem gerekiyor" dedim. Kitabı kapatıp bana doğru uzattı "-Teşekkür ederim sizde kalabilir daha bitirmediniz" dedim. Beyfendi de "-20 yıldır kitap okumuyordum sayenizde okudum. Gülerek, akşama bitiririm bu kitabı" dedi. Bu kitapla onda kitap okuma sevgisinin yeniden doğmasını diledim...
Balıkesir'de sahafçıda dolaşırken Jack London yine karşıma çıkmıştı, Vahşetin Çağrısı Buck'ı ormana çektiği gibi beni de kendisine çekiyordu. Bu sefer bu çağrıya engel olamazdım ve olamadım da
