Şimdi dudaklarında hep o lakayt ve herşeyi bilen tebessüm vardı. Bir türlü anlayamadığı, bir türlü içine karışamadığı ve bunu zaten asla istemediği bu insanlarla arasında çelik bir duvar gibi yükselttiği bu tebessum, onun müracaat ettiği son çareydi. Kendini bu şehrin korkunç akıntısından, ancak, etrafında ördüğü bu soğuk duvarla kurtulacağını sanıyordu.