Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

büşra

büşra
@Buusranur_
6 okur puanı
Ocak 2023 tarihinde katıldı
"Başarırım evelallah... Çünkü haddimi bilirim. Hiçbir şeyi zorlamam, ancak ödevimi yaparım... İnsanlık ödevimi..."
Reklam
büşra tekrar paylaştı.
"Elimi, ayağımı zincirle istersen, karanlık zindanlara indir beni, ama düşünceme asla zincir vuramazsın. Çünkü o, uçsuz bucaksız göklerde dalgalanan rüzgar gibi özgürdür."
Sayfa 156
Hayat böyle mi? İzleriyle birlikte çoktan göçüp giden bir geçmiş midir o; geçmişin ardında koşan bir şimdi mi; gelmediği, ne şimdi ne de geçmiş olduğu sürece bir anlamı olmayan bir gelecek midir? Yüreklerimizin bütün sevinçleri, ruhlarımızın bütün acıları, biz sonuçlarını göremeden hiçliğe mi gömülecek?

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Ülfet belâlı şey, fakat uzlet sıkıntılı, Bilmem nasıl geçirmeliyim son beş on yılı? İnsanlar anlaşıldı. Cihânın da sırrı yok, Kalsaydı terkeşimde bugün tek bir altın ok En tatlı bir hayâl için atmazdım ufkuma. Dalsın yakında gözlerim artık son uykuma! "Yalnız duyan yaşar" sözü, derler ki, doğrudur "Yalnız duyan çeker" derim, en doğru söz budur. Gördüm ve anladım yaşamak mâcerâsını, Bâkiyse rûh eğer dilemezdim bekasını. Hulyâsı kalmayınca hayâtın ne zevki var? Bitsin, hayırlısıyla, bu beyhûde sonbahar! Ölmek değildir ömrümüzün en fecî işi, Müşkül budur ki ölmeden evvel ölür kişi.
"Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda." Yiğitlik, sen cehennem olsan bile Fedayı kabul etmektir, Cennet yapabilmek için seni, Yoksul ve namuslu halka. Bu'dur ol hikayet, Ol kara sevda."
Reklam
"Öyle yıkma kendini, Öyle mahzun, öyle garip... Nerede olursan ol, İçerde, dışarda, derste, sırada, Yürü üstüne üstüne Tükür yüzüne cellâdın, Fırsatçının, fesatçının, hayının... Dayan kitap ile Dayan iş ile. Tırnak ile, diş ile, Umut ile, sevda ile, düş ile. Dayan rüsva etme beni."
Sayfa 81
Okumak; ekmek gibi, su gibi bir ihtiyaç.
Sadece okuyordum. Kaçırdığım dünya, insanlar ve zaman hakkında okuyordum. Yapabileceğim başka bir şey yoktu.
"Ne de olsa, bir deri bir kemikti insan. Ya sonunda kırışacak ya da yolda kırılacaktı."
Gerçekten de, bir demokrasideydik artık! Lider yalanlar söyleyerek yönettiğini sanıyor, halk uyduğu bütün kanunların kendi iyiliği için konduğuna inanıyor, ülkedeki tek yayın organı olan radyonun spikeri de her şeyi görüyor, ancak deli taklidi yapıyordu!
Ne zaman ki hikâyemi bitirip sustum, artık bir girdap değil, durgun bir suydum.
Sayfa 412
Reklam
Öyle diyordu çünkü Başkomutan Mustafa Kemal: Hayat ve rahatın hiç düşünülmemesi gerektiğinde subay, hayatını ve rahatını feda etmeyi şeref bilecektir. Namusun gereği budur.
'45 saniyede' unutulan kahramanlar.
Pencereden baktığınızda güneşi esirgemiyorsa gökyüzü, Mehmetler halen bedelini ödediği içindir!
"Biz baktığımız her yerde Atatürk'ü görür, Söylenen her sözde Atatürk'ü duyar, Attığımız her adımda Atatürk'ü izleriz. Atatürk'le yaşar, onun için ölürüz!"
Ne kadar yürürseniz yürüyün, arkanızda bıraktığınız yol kadar güçlü ve henüz yürümediğiniz yol kadar zayıfsınız!
Sayfa 64
Daha görülecek hesabımız olduğundan bu halk düşmanlarıyla, buna dikkat ediyorum, delirmemeye.
Onlar engerekler, çıyanlar, kan emiciler, katiller ve uşaklardır. Bizse halkız, işçiyiz, yoksul köylüyüz, aydınız. Yani hayat bizden yanadır, yarın bizlerden yanadır.
Reklam
İyiyim. Ama nasıl bir iyilik? "Çakı gibiyim" diyemem. İyiyim işte. İçimi titreten hiçbir sevinç yok, başımı döndüren hiçbir mutluluk, derinden gülmeleri unuttum. Ama iyiyim. Üzüntüsü ve sızısı biraz kesildi ömrümün. Kimbilir kanım başka akıyor belki damarlarımda. Kimselere serzenişte bulunmayacak kadar katılaştı içim.
Bana; "Padişah destanlarından zevk alıyorsun. Sen nasıl Cumhuriyetçisin"demeyiniz. Ben Cumhuriyetçiyim ve Cumhuriyetçi olarak öleceğim. Bu mutlak ve muhakkaktır. Ancak benim Cumhuriyetçiliğim, milli tarihimin milli destanlarımın şereflerini, fetihlerini inkar etmek anlamına gelmez. Asla!...
Türk genci! Atatürk'ün sana emanet ettiği cumhuriyeti korurken, sen de dimdik ayakta duracaksın, sen de, şimşekli boraların yıldırımları içinde göz kırpmadan bekleyeceksin... Alınlar yüksekte...Gözler ileride! Aşacağın yollar uzundur... Taşlı, çakıllıdır...Sen bu mesafeleri gerektiğinde yalın ayak aşacaksın...Ayakların kanayacaktır, acıyacaktır...Fakat mutlaka aşacaksın. Mesafeler kanayan ayaklarının altında bitecek... Taşlarıyla, çakıllarıyla eriyecek, amacına yol açacaktır. Kalpler yüksekte hep ve daima ileri!
264 syf.
·
Puan vermedi
Ne İçin Varsan Onun İçin Yaşa
Ne İçin Varsan Onun İçin YaşaHikmet Anıl Öztekin
8.5/10 · 6,2bin okunma
Türk Genci, devrimlerin ve cumhuriyetin sahibi ve bekçisidir. Bunların gereğine, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır. Yönetim biçimini ve devrimleri benimsemiştir. Bunları güçsüz düşürecek en küçük ya da en büyük bir kıpırtı ve bir davranış duydu mu,“Bu ülkenin polisi vardır, jandarması vardır, ordusu vardır, adalet örgütü vardır” demeyecektir. Elle, taşla, sopa ve silahla; nesi varsa onunla kendi yapıtını koruyacaktır. Polis gelecek, asil suçluları bırakıp, suçlu diye onu yakalayacaktır. Genç, “polis henüz devrim ve cumhuriyetin polisi değildir” diye düşünecek, ama hiç bir zaman yalvarmayacaktır. Mahkeme onu yargılayacaktır. Yine düşünecek, “demek adalet örgütünü de düzeltmek, yönetim biçimine göre düzenlemek gerek”. Onu hapse atacaklar. Yasal yollarla karşı çıkışlarda bulunmakla birlikte bana, başbakana ve meclise telgraflar yağdırıp, haksız ve suçsuz olduğu için salıverilmesine çalışılmasını, kayrılmasını istemeyecek. Diyecek ki, “ben inanç ve kanaatimin gereğini yaptım. Araya girişimde ve eylemimde haklıyım. Eğer buraya haksız olarak gelmişsem, bu haksızlığı ortaya koyan neden ve etkenleri düzeltmek de benim görevimdir.” İşte benim anladığım Türk Genci ve Türk Gençliği!
Reklam
Türkiye'de yaşam..
Her birimizin önüne konulan hayat planı 25 yaşına kadar okullara gidip eğitilmek. Sonuç ne peki? Ülkesi dışında hiçbir ülkeye gidememiş, anadili dışında hiçbir dil konuşamayan biri olmak. Bunlar bir yana yıllarca süren eğitimden sonra işe girememek. Peki tüm bunlar ne için? Dünyada doğup dünyayla iletişime geçemeden, gidip konuşamadan, gezip göremeden kendi sokağımızda doğup büyüyüp ölmek için mi?
İnsanın yüreği, kesinlikle içi kanla dolu, üstü kapalı bir çukurdur ve açıldığı zaman hep, çevremizde toplanıp havayı karartan, avutulması olanaksız bütün susamış gölgeler, içip canlanmak için ona koşarlar. Yüreğimizin kanını içmek için koşarlar, çünkü başka bir canlanma yolu olmadığını bilirler.