Aşk bence medeniyetimizin, inanç kültürümüzün, sanayimizin, teknolojimizin bu günlere gelmesinin en büyük itkisi. Edebiyata, sanata, tasavvufa aşık kimseler olmasaydı okuyacak bu kadar kaynak bulabilir miydik? İşini aşkla yapan mühendisler, mucitler, bilim adamları olmasaydı bu paylaşımları yapabilir miydik? Yaşama, insanlığa, biyolojiye aşık hekimler olmasaydı onca hastalığa deva bulabilir miydik? Aşkı küçümsemeyin. Aşkı sadece iki cinsiyet arasındaki ilişkiyle sınırlandırıp sığlaştırmayın. Selam olsun işini aşkla yapanlara 🙋
Kısa kısacık bir öykü… Ülkemizde ceza evleri af üzerine aflar ile boşalırken yazarımız bunu sorgulamış ve ıslahat edilmeleri gerektiğini düşünmüş ütopik bir kurgu ile karşımızda. Ana fikir ve alt yapısı iyi, ama öykü çok kısa bu ana fikir üzerine yazılacak şeyler bitmez. Bunu düşünürken aklıma
Ayfer Tunç geldi. Öykülerini yıllar sona tekrar ele alıp yazmasıyla, belki
Selahattin Tomar’da aynısını yapar.
Şahsıma kitabını okumam ve değerlendirmem için yollayan
a) Hatırlamak bir refleks, unutmak ise bir sanattır.
b) Vicdan rahatlığı, masumiyet ve moral konforumuzu garantileyen yeteneğimizdir.
c) Hatırlamaya giden kısacık yolda, yerinde saymaktır.
Unutmak insanın isteyince yapabileceği bir yetenek değil, unutmak insanın başına gelen bir şeydir. Onun kontrolü dışında gelişir. Unutmak isteyince unutamazsın. Unuttuğun zaman unuttuğunun farkında bile değilsindir.