Aklımda kitap hakkında çok şey var ama kelimelere dökeceğim hiçbir şey yok gibi hissediyorum. Kitabı daha az önce bitirdim.
Öncelikle anladığım kadarıyla bu kitabı Stefan Zweig yazmamış, başka birisinin yazdığını ona vermişler oda kitap haline dönüştürmüş. Buna rağmen bana Stefan Zweig'i aratmadı. Hatta incelemeleri okuyana kadar buna inanmamıştım bile. Çünkü Zweig bir psikoloji yazarı ve kitaptaki adam psikolojisini çok iyi yansıtmış. Her cümle farklı anlamlar içeriyor, bu yüzden yedire yedire, yavaş yavaş okudum.
Kitaptaki kişi olağanüstü bir gecede yaşadıklarını anlatıyor. Karakterden bahsedersem bana "takıntılı bir adam (?)" Gibi geldi. Yanlış şeylerden haz alıyor, kendi iç dünyasında bişeyler yaşıyor ve psikolojik sıkıntılar çekiyor. Buna rağmen iç dünyasının içinde okurken kaybolup gidiyorsunuz.
Bana olaylar biraz yavaş ilerliyor gibi geldi, çünkü kitapta çoğunluk olarak adamın takıntılı iç dünyasına mâruz kalıyoruz. Evet tabii ki gerçekten olağanüstü bir geceymiş. Ama benim aklıma daha maceralı bambaşka şeyler gelmişti. Yani kitap psikoloji üzerine kurulmuş, fakat daha kaoslu, olaylı bir gece beklerdim.
Kitap verdiği ders açısından da çok güzel, sonu çok güzel bir yere bağlanmış. Daha fazla uzatmak istemiyorum. Sonuç olarak;
Puanım 10/7
Stefan Zweig okumaya devam ediyorum.