Kitapta şehirli, köylü, esnaf, memur ve o yıllardaki gündelik hayata ilişkin çok güzel öyküler ve karakterler vardı. Öykülerin bazıları bana çok kısa ve yavan gelse de çoğu öyküyü de beğendim. "Sıdıka" özellikle beğendiğim öykü oldu. Herkese keyifli okumalar.
Yaş ilerleyip kocayınca, erkeklerin çoğu genç kadınlarla, kızlarla evlenmeye kalkışıyorlar. Arası çok geçmeden de ya inmeden, ya yürek durmasından ölüyorlar.
Okuması gerçekten çok zevkli, akıcı ve farkındalık oluşturabilecek bir eser. Yazarın bazı yerlerdeki fikirlerine katılmasamda kitaptan çoğu yerden de istifade edilebilir. Eğitim, iş, ahlak üzerine çok güzel tespitler, fotoğraflar, örnekler mevcut. Özellikle geçmişteki eğitim, öğrenci ve ögretmenlerle ilgili verdiği örnekler çok hoştu. Herkese keyifli okumalar..
Gelişmiş ülkelerde insanlar işlerini çok ciddiye alırlar, kendilerini hiç ciddiye almazlar.
Geri kalmış ülkelerde insanlar kendilerini çok ciddiye alırlar, işlerini hiç ciddiye almazlar.
Bir çocuğun hayal gücünün en yüksek olduğu yaşlarda ezberlediklerini hatırlayıp hatırlayamadığını ölçmeye çalışmayı " eğitim vermek" zannetmek nasıl da büyük bir kayıp değil mi?
Kitapta dönemin sosyal ve günlük hayatı, biraz psikolojik tahliller bulunmakta. Ancak kitap yer yer kendini çok tekrara düşürüyor. Bu da bana göre okuma hızını biraz düşürüyor. Onun haricinde değişik güzel bir eser denilebilir. Herkese keyifli okumalar.