Bu kitabı okumaya başlamadan önce hakkında bildiğim tek şey bir mahkumun ceza sürecinde zihin taktikleri geliştirerek kendini avutuyor olmasıydı. Şimdi bakıyorum da yazar London, bu karakterin yaşadıkları aracılığıyla hem insanlığın tarihin başından bu yana ahlak denen olguyu ne şekillerde ele aldığını ve bu olgunun büyük düşünürler tarafından çok uzun zamanlar öncesinde kalifiye şekilde açıklanmasına rağmen insanların halen daha bu olguyu yok sayıyor olmalarını çok güzel örneklerle açıklığa kavuşturmuş. Ayrıca ruhun ölümsüz olduğunu ve öldürülemeyeceğini sıklıkla vurgulamıştır. En çarpıcı olanı ise birtakım zihin faaliyeti ve mutlak odaklanma ile bilgi elde edişidir ki, bunu bu incelemede değil kitapta okuyarak kavramak okuyucular için daha iyi olacaktır.