Balkanlar bizim için bir acıdır: Nüfusumuzun şu anda bile üçte biridir. Birçok insanımızın ecdadı buralarda gömülü olabilir ama büyük büyük dedeleri oralarda gömülüdür. Şimdilerde zenginlik ve entelektüel merakın artışıyla birlikte, bölgeye tekrar yurdumuzmuş gibi bir bakış başlamıştır. Şüphesiz insanlar tarihi, geçmişi bilmek zorundadırlar. Balkan Harpleri’nin 100’üncü yılının Türk tarih yazıcılığında, içtimaî bilimlerde, yurdumuzun oluşumunu yeniden değerlendirmede yeterince ele alındığını sanmıyorum. Kimse de bunu iddia edemez. Ama hiç değilse bir ilgi uyanmıştır ve unutmayalım ki Balkanlar diye bir Türk yurdu vardır. Bu
alan üzerinde saldırgan emeller besleyecek değiliz, ama tarihi
ve coğrafyayı bilmek ve tanımak zorundayız.
Balkanlarda Kalan Çocukluğum Tam kırk yıl önce,
Deli Orman eteklerinde sakin bir köyde
Ilık bir Eylül gününde
tahtadan yapılmış kasaların içine...
Önce bahçemizdeki konserve edilmiş sebze ve meyvelerimizi yükledik
Maalesef o sebze ve meyvelerin yetiştiği toprakları alamadık yanımıza
Tahta kasalara sığdıramadık atalarımızın bize bıraktığı mirası.
Devam ettik yüklemeye,
köy kokulu kıyafetlerimizi toprak kokan yatak yorganımızı yerleştirdik
Tarlamızı kazdığımız çapamızı küreğimizi keserimizi de unutmadık
itinayla yerleştirdik, zaten başka ne alabilirdik ki yanımıza ...
(Tanıtım Bülteninden)
Hamur Tipi : 2. Hamur
Sayfa Sayısı : 232
Ebat : 13,5 x 19,5
İlk Baskı Yılı : 2020
Baskı Sayısı : 1. Basım
Dil : Türkçe