Koğuşunda helâ ve gusülhânenin olmadığı, bu yüzden gece yarısı sıkışan mahpusların hâcetlerini koğuş duvarların- da giderebildiği hapishanenin pek o kadar temiz bir yer olamayacağı açıktı. Bu nedenle Ihsan Sait'in, dizleri ve ağı zâten muşambaya dönmüş dar pantolonunu, omuzları ve koltuk altları sökülmüş ceketini, yakası yağ ve kir içindeki Frenk gömleği ve lime lime olmuş boyunbağını, buna rağmen yeni kalıplanmış gibi duran fesini pislik götürüyordu. İşte bu namussuz, hapishaneden tahliye edilir edilmez elini göğsüne götürdü. Hayır! Allâhû Teâlâ'ya şükretmiyordu. Sadece göğüs cebinde, hapishanede üç günlük bir gazeteden kestiği Culyano Efendi'nin verdiği iş ilânı vardı. Bu tefeci, yetiştir- mek üzere cin fikirli bir adam arıyordu.