Çağatay Yıldız

Çağatay Yıldız
@Cagatay61
Hayattan azami verimi almanın ve mutlu olmanın yolu tehlikeli yaşamaktır. -Nietzsche
Bedeni Aşağılayanlar Üzerine
Bir çift sözüm var bedeni aşağılayanlara. Aşağılamaları saygılarındandır. Saygıyı ve aşağılamayı ve değeri ve istemi yaratan nedir? Yaratıcı benlik saygıyı ve aşağılamayı yarattı kendisi için, hazzı ve acıyı yarattı. Yaratıcı beden, istemine bir el olarak ruhu yarattı kendisine.
Sayfa 29 - İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Ötedünyacılar Üzerine
Ne ki bedenleri hastalıklı bir şeydir onların gözünde; ve kurtarılmayı çok isterler ondan. Bu yüzden ölüm vaazlarına kulak verirler, kendileri de ötedünyaları vaaz ederler. Kardeşlerim, sağlıklı bedenin sesini dinlemeyi yeğleyin; daha dürüst ve daha duru bir sestir bu. Sağlıklı beden daha dürüst ve daha duru konuşur kusursuzu, ve dimdik olan: ve yeryüzünün anlamından söz eder. Böyle söyledi Zerdüşt.
Sayfa 27 - İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Masumiyettir çocuk ve unutuş, yeni bir başlangıç, bir oyun, kendi kendine dönen bir çarktır, bir ilk hareket, kutlu bir Evet deyiştir. Evet, kutlu bir evet-deyiş gerekir yaratma oyununa, kardeşlerim: şimdi k e n d i istemini ister ruh, k e n d i dünyasını kazanır dünyayı kaybeden.
Sayfa 21 - İş Bankası kültür yayınlarıKitabı okudu

Reader Follow Recommendations

See All
Bak şu iyilere ve adillere! Kimden nefret ederler en çok? Onların değer levhalarını yere çalandan, parçalayandan, yasaları çiğneyenden: - oysaki yaratandır o.
Sayfa 17 - İş Bankası kültür yayınlarıKitabı okudu
Bir ışık doğdu içime: halka değil, yoldaşlarına konuşmalı Zerdüşt! Zerdüşt bir sürünün çobanı ve köpeği olmamalı!
Sayfa 17 - İş Bankası kültür yayınlarıKitabı okudu
Reklam
Severim ağır damlalar gibi olanların tümünü, onlar ki tek tek düşerler insanların üzerindeki kara buluttan: yıldırımın yaklaştığını haber verirler ve haberciler olarak yok olurlar. Bakın, ben yıldırımın habercisiyim ve ağır bir damlayım buluttan düşen: bu yıldırımın adı Üstinsandır.
Sayfa 10 - İş Bankası kültür yayınlarıKitabı okudu
İnsan bir iptir, hayvan ile Üstinsanı arasında gerilmiş - bir ip ki uzanır bir uçurumun üzerinde. Tehlikeli bir öteye-geçiş, tehlikeli bir yolda-oluş, tehlikeli bir geriye-bakış, tehlikeli bir ürperiş ve duraklayış. İnsanı büyük yapan onun bir amaç değil, bir köprü olmasıdır:insanın sevilebilecek yanı bir ö t e y e - g e ç i ş ve bir b a t ı ş olmasıdır.
Sayfa 8 - İş Bankası kültür yayınlarıKitabı okudu
Sahiden, kirli bir ırmaktır insan. Kirli bir ırmağı içine alıp da bozulmadan kalmak için, zaten bir deniz olmak gerekir. Bakın, Üstinsanı öğretiyorum size: işte bu denizdir o, büyük aşağılamanız batıp gidebilir içinde.
Sayfa 7 - İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Bunun üzerine Zerdüşt şunları söyledi halka: Size Üstinsanı öğretiyorum. İnsan aşılması gereken bir şeydir. Onu aşmak için siz ne yaptınız? Şimdiye dek tüm varlıklar kendilerinden üstün bir şey yarattılar: ama siz bu büyük taşkının cezri olmak ve insanı aşmak yerine hayvana geri dönmek mi istiyorsunuz? Maymun nedir ki insanın gözünde? Bir kahkaha ya da acı verici bir utanç, insan da işte bu olmalı Üstinsanın gözünde: bir kahkaha ya da acı verici bir utanç.
Sayfa 6 - İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
HERKES İÇİN VE HİÇ KİMSE İÇİN BİR KİTAP
Sayfa 1 - İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Reklam
İnsan öldürmüştü, avların en spylusuydu bu, üstelik sopa ve diş yasasının huzurunda öldürmüştü. Bedenleri merakla kokladı. Çok kolay ölmüşlerdi. Bir Sibirya kurdunu öldürmek onları öldürmekten daha zordu. Okları, mızrakları ve sopaları olmasa dengi bile değillerdi. Bundan sonra ellerinde ok, mızrak ve sopa olmadığı sürece onlardan korkmayacaktı.
Sayfa 136 - Nora KitapKitabı okudu
Yabanın, örümceği ağında, yılanı halka halinde, panteri pususunda saatler boyu hareketsiz tutan bir sabrı vardır; yaşamın kendisi gibi inatçı, yorulmaz, ısrarcı bir sabır. Bu sabır özellikle diğer canlıları avlarken gelir; işte, sürünün yan tarafına yapışıp ilerleyişini yavaşlatır, genç erkek geyikleri sinirlendirip anne geyikleri yavruları için endişelendirir, yaralı geyiği çaresiz bir öfkeyle delirtirken aynı ssbır Buck'a da gelmişti.
Sayfa 131 - Nora KitapKitabı okudu
Merhamet göstermek bir zayıflık olduğu müddetçe ya hükmetmeli ya da biat etmeliydi. İlkel yaşamda merhamet yoktu. Merhamet genellikle korkuyla karıştırılırdı, böylesi bir karışıklıksa ölüme sebebiyet verirdi. Zamanın derinliklerinden gelen yasalar şöyleydi: öldür ya da öl, ye ya da yem ol. O da bu emre itaat etti.
Sayfa 103 - Nora KitapKitabı okudu
Hayatın doruk noktasını belirleyen ve ötesine geçmenin mümkün olmadığı yoğun bir sarhoşluk anı vardır. İşte, yaşayanların paradoksu budur: bu sathoşluk, kişinin tüm benliğiyle hayat dolu olduğu bir anda gelir, ama aynı zamanda, kişiyr hayatta olduğunu tamamen unutturur.
Sayfa 55 - Nora KitapKitabı okudu
'Bizler de böyleyiz işte... Sönmeden önce daha parlak yanabilseydik!'
Sayfa 86 - Nora KitapKitabı okudu
62 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.