Hüseyin Cahit

Çocuklar, yetişkinlerin kaygılarını emen duygusal süngerlerdir. Korku virüsler kadar bulaşıcıdır. Bu yüzden hem bizim hem de onlar için, örneğin televizyonda sürekli bir haber kanalını açık bırakarak ya da masada sadece sağlık durumu hakkında konuşarak evlerimizde bir kasvet havası oluşturmamak önemlidir.
Reklam
“Evlilikte en mühim şey ne, biliyor musunuz?" "Nedir?" "Espri anlayışınızın tutması. Âşıklar vara yoğa gülerler. Fakat evli çiftlerin başbaşayken birbirini güldürebilmesi saadetin en büyük delilidir.”

Reader Follow Recommendations

See All
Kabul edelim ki düşmanlarımız daima dostlarımızdan daha sadıklar. Bizi kolayına unutmazlar.
Zihin açıcı kitapların birçok bölümünü tam manasıyla anlamadan okuruz. Gene de o kitapları severiz. Çünkü bizi düşünmeye ve değişmeye yöneltirler. Hakikatli kitap, okurun suyuna gitmez, onu pohpohlamaz. Rahatlatıcı değildir. Masaj koltuğu mu bu?!.. Aksine, insanın kafasını kurcalar.
Reklam
Birine "sen" dediğiniz an, o kimseye sizi kendi sıradanlığı içinde eritme yetkisi verirsiniz.
İnsanların çoğu doğruya inanmaz, dürüste güvenmez.
Belki en büyük tehlike, etrafımızdaki hırs, aptallık ve ikiyüzlülüğün bizde de bulunmasıdır? Kendi iyiliğimize yürekten inanırken, hazırdaki yamuk şablonları kullanıyor ve yürürlükteki dandik prosedürlere uyuyoruz...
Hakiki felaket kimsenin öngöremediği ve karşı koyamadığı şeydir. Ondan da kötüsü, kimse farkına varmaksızın gerçekleşen yıkımdır.
"İnternetin icadı ve sosyal medyadan ötürü, tarihte bir ilk yaşandı: Aptallık aktive oldu. Günümüze dek cahil, budala ve nobran kimseler 'Büyüklerimiz bilir, kitapta yazıyormuş, haberlerde izledim...' filan derlerdi. Şimdi, dijital çağda, sosyal medya marifetiyle aptallar yayın yapmaktalar. Hayatlarını mesuliyet bilinciyle yaşamadıkları ve değersizlik duygularını pratik biçimde bastırmaya eğilimli oldukları için de parlak[!] fikirlerini uluorta söylüyor, yayıyorlar. Birbirlerini bulup gruplaşıyor, kümeleniyor, çoğalıyorlar. Cahil cesaretiyle başlayan süreç, yobaz özgüveniyle taçlanıyor. Sayılarının çokluğu, denyoların haklılık duygusunu pekiştiriyor. Aktif aptallık böylece dominant hale geliyor. Bir zırva, milyonlarca insan tarafından benimsenip tekrarlanınca, onun iyi, doğru ve güzel olduğu kesinlik[!] kazanıyor. Youtube'da 12 milyon kez tıklanmış bir Mozart senfonisinin altındaki 76 bin 'dislike', aptallığın gür çığlığının kayıtlı yankısı. Fârâbî, Leonardo, İbn Rüşd, Darwin, Beethowen, Freud, Hawking... cehennemlik ve / yahut çöp, ha?! Çünkü sen Twitter kullanıyorsun artık! Dehaya, hünere, esere saygı göstermene gerek kalmadı!?"
Reklam
"Hepimiz kaderin muhasarası altındayız. Bazen de taarruzuna maruz kalıyoruz. Buna mukabil, kaderimizden mesulüz de İnsan zaten mesuliyetin mahsulüdür, değil mi efendim?"
"Daha iyiye gitmek istiyorsanız, kaygı uyandıran görüntüleri tekrar tekrar izlemeyi bırakın!"
Meşguliyetinizi bir iş olarak görüyorsanız, onu sadece para için yaparsınız, hafta sonuna dair hayal kurarken sık sık saate bakarsınız ve hayata geçirmeye çalıştığınız hobileriniz muhtemelen etki yaratma gereksiniminizi işinize nazaran daha çok tatmin ediyordur. Meşguliyetinizi bir kariyer olarak görüyorsanız, ilerleme, terfi ve saygınlık gibi daha büyük hedefleriniz vardır. Bu hedeflerinizi hayata geçirmeniz çoğu zaman size enerji verir ve işi iyi bir şekilde tamamlamak için bazen de eve iş getirirsiniz. Yine de bazen neden bu kadar çok çalıştığınızı merak edersiniz. İşinizi, insanların sırf başkalarıyla yarışmış olmak için yarıştığı bir mücadele ortamı olarak da görebilirsiniz. Bununla birlikte, meşguliyetinizi görev aşkıyla yaptığınız bir meslek olarak görüyorsanız, özü itibariyle tatmin olursunuz; bir şeye ulaşmak için çalışmazsınız. Yaptığınız çalışmayı çoğunluğun iyiliğine bir katkı olarak görürsünüz veya değeri size oldukça açık görünen büyük bir şirkette size düşen rolü oynuyorsunuzdur. İş günü içinde sık sık akışa kapılırsınız ve ne "çıkış saati" umurunuzdadır ne de "Oh be, bugün cuma!" diye haykırma ihtiyacı duyarsınız. Başınıza talih kuşu konsa bile, belki de ücret almadan çalışmaya devam edersiniz.
Amaçlarımıza doğru ilerledikçe elde ettiğimiz keyif onlara ulaştıktan sonra elde ettiğimiz keyiften daha fazladır; çünkü Shakespeare'in dediği gibi, "Asıl zevk bir şeyin peşine düşmekte."
Biz, zamanın geçişinden canı yananlar, uyuşturucu müptelasıyız aslında. Oyalayıcı şeyler peşinde koşarak oyalanıyoruz.
655 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.