Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Fırat

108 syf.
6/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Başka türlü bir Bozkırkurdu
Hermann Hesse'nin tüm karakterleri birbiriyle temas halindeler. Karakter odaklı kitaplarından biri olan Knulp'ta da Hesse yine bir başına, ayrıksı ama ayrıksılığı dışlanmaktan değil, kendini izole etmekten, kendini kolektif bir bütüne ait hissetmemekten kaynaklanan bir karakterin hikayesini anlatıyor. Knulp biraz çocuk kalmış; akranları iş güç sahibi, aile babası insanlarken, o kendini açık havada özgür yaşama adamış, capcanlı bir gezgindir. Çarklar Arasında'nın ana karakteri Hans gibi, Knulp da çok yeteneklidir gençliğinde ama yetişkinliği toplumsal beklentileri karşılamaz. Aynı şekilde bir Bozkırkurdu'dur ama bu kez biraz daha farklı bir Bozkırkurdu çıkar karşımıza Knulp'ta. Arkasından insanların 'serseri' deyip dalga geçtikleri ama onun yanında olmaktan çok keyif aldıkları, hatta içten içe ona hayran kaldıkları bir adam. Şüphesiz ki okurda merak uyandırıcı bir karakter! Ama bu kez Hesse'nin hikaye anlatıcılığı birçok öykü ve romanına kıyasla biraz zayıf kalıyor. O nedenle benim en beğendiğim Hesse kitaplarından biri olmadı Knulp ama kısa ve kolay okunurluğuyla insanı katiyen sıkmıyor.
Knulp
KnulpHermann Hesse · Yapı Kredi Yayınları · 20222,278 okunma
Reklam
172 syf.
7/10 puan verdi
·
9 günde okudu
"İnek toplumcuları"na karşı şehirli bir toplumculuk
Demokrat Parti'nin iktidarda olduğu yıllarda, Attila İlhan düşünsel yaşamında önceki dönemden getirdiği toplumculuğu ve devrimciliği Fransa'da yaşadığı dönemde edindiği yeni deneyim ve birikimle harmanlayarak yeni bir şiir ortaya koyuyor bu kitapta. Şehirli, modern, batılı bir toplumculuğun izlerini taşıyan bu şiirler zaman zaman halk şiirinden de besleniyor yine, ama İlhan'ın "inek toplumcusu" dediği alışageldik Anadolucu edebiyatçılar tarafından zamanında çok eleştirilmiş. Bugünden geriye dönük okuduğumuzdaysa Attila İlhan'ın şiirindeki bu yeniliğin ne kadar nitelikli olduğu açıkça görülüyor.
Sisler Bulvarı
Sisler BulvarıAttila İlhan · İş Bankası Kültür Yayınları · 20194,120 okunma
256 syf.
8/10 puan verdi
·
3 günde okudu
İlyada
İlyada
ve
Odysseia
Odysseia
'nin toplam uzunluğunun 8 katı uzunluğunda olan Hint destanı Mahabharata’nın küçük bir parçası olan Bhagavad Gita Mahabharata’nın kendisinden bile daha ünlü, hatta bütün Hindu metinleri arasında en çok bilinen, en popüler kabul edilen spiritüel bir kitap. İncil’den sonra dünya üzerinde en çok çevirisi yapılan kitap olma unvanını taşıyan Bhagavad Gita insanı dünya üzerine, evren üzerine, yaşam üzerine, kendi varlığı üzerine, yaşamının anlamı üzerine düşünmeye sevk ediyor. Milattan 200 yıl önce yazıldığı tahmin edilen bu yaklaşık 700 mısralık felsefi, spiritüel şiir Hint mitolojisi, Yoga'nın felsefesi, insanın yaşarken takip etmesi gereken kurallar dizisine değinen bir hikaye anlatıyor. Evreni, evrensel ruhu ve bu büyük kolektif ruhun bireyin ruhuyla ilişkisinden bahsediyor. İnsanın eylemleri, bilgisi ve adanmasıyla özgürlüğe nasıl kavuşacağını açıklıyor. Eylemlerin bütün bu özgürleşme sürecinin temeli olduğunu söylüyor. İnsanın görevlerini yerine getirmesinin öneminden bahsediyor. Böylece hem insanın hayatı boyunca her an, her karar verme anında, yapacağı her şeyden önce kılavuz gibi kullanabileceği bir düşünceyi sunmuş oluyor hem de Yoga felsefesinin temel maddelerini, temel unsurlarını ortaya koyuyor.
Bhagavad Gita Gandhi
Bhagavad Gita GandhiMahatma Gandhi · Quignog Books · 201737 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
189 syf.
9/10 puan verdi
·
7 günde okudu
Attila İlhan'ın bu ilk kitabı şairin henüz çok gençken bile söze, söyleşiye üstün bir yeteneğinin olduğunu açıkça gösteriyor. İkinci Dünya Savaşı döneminde bir yandan savaş psikolojisi, bir yandan tek parti yönetimi altında gelişen toplumcu-devrimci düşünce yapısı, bir yandan da Nazım Hikmet etkisiyle şair toplumsal gerçekçilik, özgürlük, enternasyonalizm, aşk ve zaman zaman da şehir yaşamı temalarıyla yoğrulmuş, biçim olarak da halk şiirinden modern batı şiirine uzanan geniş skalada kendi özgünlüğünü bulan şiirlerini bir araya getirmiş. Şiirlerin yanı sıra kitabın sonuna eklenen "meraklısı için notlar" bölümünü de ben çok sevdim. Bu bölümde İlhan, kitaptaki bütün şiirlerin arka planını anlatıp okura şiirleri okurken takip etmesi gereken izleği sunuyor. Bu açıdan sadece Attila İlhan'ı değil, aynı zamanda dönemin genel atmosferini ve bu atmosferde gelişen yeni şiiri de anlamak için okunması gereken bir kitap.
Duvar
DuvarAttila İlhan · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20051,382 okunma
90 syf.
2/10 puan verdi
·
17 saatte okudu
Futbol üzerine yazılmış kültürel, sosyolojik, hatta bazen romantik yazıları genelde çok severim ama bu kitap öyle bir bakış açısına sahip değil. Toussaint kendi hayatından futbola dair anılarını, duygularını, düşüncelerini çok dağınık biçimde kısa yazılarla peş peşe dizmiş ve maalesef bu yazılar okura bilmediği bir şey, yeni bir fikir, farklı bir bakış açısı sunmuyor; sadece Toussaint'in kişisel yaklaşımını yansıtıyor. O yüzden de futboldan ziyade Toussaint'in varlığı ön plana çıkıyor; yani yazarın hayranı değilseniz kitaptan keyif alacağınızı düşünmüyorum. Ayrıca kitabın adı ve kapak çalışması Zidane'a odaklanan bir imaj verse de kitabı okuyunca bunun sadece bir pazarlama stratejisi olduğunu görüyorsunuz. Yaklaşık 100 sayfalık kitapta Zidane'a 5 sayfa ayrılmış. Benim gibi hevesle alanları, kitabın büyük bir hayal kırıklığına uğratacağını söyleyebilirim
Zidane'in Melankolisi
Zidane'in MelankolisiJean Philippe Toussaint · Everest Yayınları · 20199 okunma
Reklam
272 syf.
9/10 puan verdi
·
10 günde okudu
Instagram totalitarizmi
Bu kitabın
Wilhelm Reich
Wilhelm Reich
’ın
Dinle Küçük Adam
Dinle Küçük Adam
'ı ile birlikte okunması gerektiğini düşünüyorum, çünkü
Rollo May
Rollo May
konuyu Reich’ın bıraktığı noktadan alıp harika geliştiriyor ve zihin açıcı bir tartışmayla okura sunuyor. Kendini Arayan İnsan totaliter rejimlerin güç kaynağı olan sıradan insanın bilinci üzerine detaylı bir inceleme. May’e göre, insanların 1. Dünya Savaşı öncesi dönemde bireysel hırsları vardı ve içlerinden gelen o hırsla kendi iç kaynaklarından beslenerek kimliklerini yaratıyorlardı ama sonra bu tersine döndü. Makineleşmenin hızlanmasıyla birlikte bireyin kendisine verdiği değer azalıp dış kaynaklara duyduğu saygı arttı. Kendine güveni azalan birey, kimliğini ve kim olduğunu dış dünyaya göre şekillendirmeye başladı. Bu şekillendirmenin temel unsuru da beğeni ve uyumlanma oldu. Hatta bugün bile insanların içindeki manevi boşluğu dolduran, etraflarından saygı görmelerini sağlayan, kendilerine güvenlerini yeniden tedarik eden, hatta mali kazanç sağlamalarını sağlayan en temel unsur beğenilme. Sosyal medyada beğenilmek için insanların çabalarını göz önüne getirdiğimizde May’in argümanı daha da anlam kazanıyor. Bireyin beğenilmek için dış dünyaya uyum sağlaması da sonuçta onu çevrenin otoritesine tanımaya itmiş oluyor ve kendisi hakkında dış dünyaya bu kadar söz hakkı veren birey totaliter rejimlerin destekçisi olup çıkıyor. May’in onlarca yıldır eskimeyen bu argümanlarının bugün her zamankinden daha geçerli olduğu bile söylenebilir. Bireyin psikolojisinden yola çıkarak totaliter rejimlerin nasıl yükseldiğini, nasıl ayakta kaldığını anlattığı kitabının mutlaka okunmasını tavsiye ediyorum.
Kendini Arayan İnsan
Kendini Arayan İnsanRollo May · Okuyan Us Yayın · 20192,755 okunma
154 syf.
6/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Wilhelm Reich 2. Dünya Savaşı öncesinde Almanya’da komünist parti üyesi olduğu için Nazi iktidarı sırasında ülkeyi terk etmek zorunda kalan ve birkaç ülkede yaşadıktan sonra Amerika’ya yerleşip çalışmalarına orada devam ettiği süreçte de komünist kimliği dolayısıyla yine dışlanan bir psikanalist. Hayatı boyunca her ülkede dışlanmasının karşılığında içinde büyük bir öfke büyümüş ve bu kitabında o öfkesi dolayısıyla normalde yaptığından farklı bir şey yaparak bir kişinin psikanalizini değil, bir toplumun psikanalizini yapmaya girişmiş. Kitapta Reich’ın öfkesinin hedefinde totaliter rejimlerin güç kaynağı olan, diktatörleri başa geçiren ve onların güçlü kalmasını sağlayan sıradan halk var. “Dinle küçük adam” diyerek seslendiği bu sıradan halk. Kitap boyunca, varlığını devlete adayan insanlara sert bir söylev çekerken meseleyi zaman zaman kişiselleştirse de ulusal bilinç yerine bir dünya bilinci geliştirerek insanların dünya ve kendilerinden sonra gelecek nesiller için çalışmalarının önemini vurgulayan genel yaklaşımı totaliter rejimlerin git gide yükseldiği çağımız için ideal bir çağrı niteliğinde.
Dinle Küçük Adam
Dinle Küçük AdamWilhelm Reich · Payel Yayınları · 201913,1bin okunma
154 syf.
6/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Büyüklere Masallar
Binbir Gece Masalları (2 Cilt Takım)
Binbir Gece Masalları (2 Cilt Takım)
,
Kelile ve Dimne
Kelile ve Dimne
veya
Decameron
Decameron
benzeri çerçeve bir hikayeyle çevrelenmiş 70 masalın peş peşe dizildiği bu kısa kitap ahlak üzerine Hint öğretileriyle dolu, genel olarak eğlenceli ama zaman zaman tekrara düşen bir masal kitabı. Bir süreliğine evden ayrılan adamın eşi onu başka erkeklerle aldatmaya niyetlenince, kadını oyalayıp evden çıkmasını
Papağanın Yetmiş Masalı - Şukasaptati
Papağanın Yetmiş Masalı - ŞukasaptatiAnonim · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2020133 okunma
272 syf.
6/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Hint usûlü Shakespeare oyunu
4. yy’da
Şudraka
Şudraka
'nın yazdığı bu Hint oyunu romantizm, polisiye ögeler, felsefi aforizmalar, karakterlerin yer değiştirmesi ve birbirlerini yanlış anlamasına dayalı mizahi unsurlar gibi yüzlerce yıl sonrasının Avrupa tiyatrosuna kadar sürecek bir tiyatro ekolünün özelliklerini taşıyor. Bu bakımdan Toprak Arabacık ile birçok
William Shakespeare
William Shakespeare
oyunu arasında bile benzerlikler bulmak mümkün; tabii ki yazıldığı dönemin çok erken oluşu dolayısıyla Toprak Arabacık’ın biraz daha ilkel bir metin olduğu söylenebilir. Yine de tiyatronun inceliklerini Batı tiyatrosu kadar yaratıcı biçimde kullanamasa da yazıldığı dönemin zengin kültürünü yansıtması ve Batı tiyatrosuyla tüm dünyada popülerleşen dramatik ögelerin yüzlerce yıl önce Doğu’da nasıl kullanıldığını göstermesi bakımından okunması gerektiğini düşünüyorum. Metnin toplumsal yozlaşmayı eleştiren, yazıldığı dönemin gündelik yaşamına not düşen sosyal boyutunun da alt metni zenginleştiren bir ayrıntı olduğunu söyleyeyim.
Toprak Arabacık
Toprak ArabacıkŞudraka · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 200756 okunma
290 syf.
2/10 puan verdi
·
6 günde okudu
Faulkner'in içine kapanık küçük kardeşi
Kapağındaki Amerikan Gotiği tablosu ve Ortabatı’nın izole, kasvetli atmosferinde geçen hikayeleriyle biraz gizemli, biraz flu, zaman zaman ürkütücü olabilen bir kitap Ülkenin Kalbinin Kalbinde.
William H. Gass
William H. Gass
bu kitapta kaleme aldığı hikayelerde
William Faulkner
William Faulkner
gibi Amerikan kültürünü mekan üzerinden ele alıyor ama mekanla ilişki kurarken karakterlerin iç dünyasına, ruhsal yaşamlarına çok fazla başvurması akıcılığı zayıflatıp okumayı zorlaştırıyor. Yine de üslup ve hikaye kurgusu bakımından orijinal, dikkat çekici olan birkaç hikaye var kitapta. Özellikle kitaba adını veren hikaye diğerlerinin arasında parlıyor.
Ülkenin Kalbinin Kalbinde
Ülkenin Kalbinin KalbindeWilliam H. Gass · Everest Yayınları · 201514 okunma
Reklam
126 syf.
6/10 puan verdi
·
26 saatte okudu
Politik roman sevenlere
Baader-Meinhof örgütünün Almanya’da aktif olduğu 70’li yılları konu edinen bu küçük roman, benim için hacminden beklenmeyecek kadar etkili oldu. Baader-Meinhof’a karşı siyasi yönetimin medyayı nasıl aşağılık biçimlerde kullandığı bilinen bir gerçek. Yıllar sonra gelen itiraflarda örgüt kurucularından Ulrike Meinhof’un hapishanede intihar süsü
Katharina Blum'un Çiğnenen Onuru
Katharina Blum'un Çiğnenen OnuruHeinrich Böll · Can Yayınları · 2019670 okunma
250 syf.
7/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Mizahi olmayan Hababam Sınıfı
Çarklar Arasında
Hermann Hesse
Hermann Hesse
'nin en iyi romanlarından biri olmasa da bence Hesse’yi tanımak için ideal, Hesse’ye giriş niteliğinde bir kitap. Ne https://1000kitap.com/kitap/kitap--181942 kadar komplike, ne de
Siddhartha
Siddhartha
kadar sade. Küçük bir çocuğun hikayesi üzerinden, yetişkinlerin muhafazakar dünya görüşlerinin arkalarından gelen nesilleri yönlendirmede ne kadar olumsuz etkileri olduğunu, çocukların hazırlandığı geleceğin aslında çocuklara göre değil, sadece yetişkinlere göre belirlendiğini, eğitim sisteminin çocukların yetenekleri, zekaları ve potansiyellerine nasıl ket vurduğunu ve parlak nesillerin eğitim sisteminin eksikleri yüzünden kaybedildiğini anlatıyor Hesse bu kez. Yani sadece üslup olarak değil, aynı zamanda eleştirel açıdan da Hesse’nin yazarlığını özetliyor. Okurken bana sık sık
Hababam Sınıfı
Hababam Sınıfı
’nı anımsattı. Her iki kitabın da aslında çok zeki ve potansiyel taşıyan çocukların eğitim sisteminin yanlış yönetimiyle kaybedilmesini anlatması benim gözümde iki kitabı uzak akraba yapıyor. Çok farklı kültürlerden ve farklı üslup sahibi kalemlerden çıkmalarına rağmen iki kitabın yakınlığı bence dikkate değer.
Çarklar Arasında
Çarklar ArasındaHermann Hesse · Can Yayınları · 20201,710 okunma
140 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
33 saatte okudu
Raymond Queneau
Raymond Queneau
en sofistike şiirlerden, en argo diyaloglara kadar dilin hemen hemen tüm ifade biçimlerine hakim bir yazar. Bu küçük hikaye kitabında da yeteneğinin tüm inceliklerini sergiliyor. Önce çok sade, çok kısa bir hikaye anlatıyor ve ardından 98 kez bu hikayeyi farklı tarzlarda, farklı biçemlerde yeniden yaratıyor. Örneğin, bir hikayeye renkleri
Biçem Alıştırmaları
Biçem AlıştırmalarıRaymond Queneau · Sel Yayıncılık · 2003122 okunma
468 syf.
7/10 puan verdi
·
7 günde okudu
Atatürk'ü en güzel anlatan kitaplardan biri
Gazi Paşa 6 ciltlik bir serinin son kitabı ama Gazi Paşa’yı okumak için önceki 5 cildi okumanıza gerek yok, çünkü tematik olarak kitaplar arasında bir benzerlik olduğu için bu bir seri kabul ediliyor. Yoksa hikayeler birbirinin devamı değil. Burada anlatılan hikaye genel hatlarıyla gerçek bir hikaye ama detaylarında Attila İlhan gerçeklerden
Gazi Paşa
Gazi PaşaAttila İlhan · İş Bankası Kültür Yayınları · 2011347 okunma
130 syf.
9/10 puan verdi
·
12 günde okudu
Kitapta 9 kısa yazı var. Kimisi öykü, kimisi deneme, bir tanesi aforizmalar. Ama hepsinde Jonathan Swift’in alametifarikası olan ironiyi buluyorsunuz. Bu ironiyi de genel kabul görmüş yargıları yıkmak, iktidarı eleştirmek, bize bir şeyleri sorgulatmak için kullanıyor. Kitabı okurken çoğu yerde yüzünüzde belli belirsiz bir gülümseme oluyor ama her satırı derinlemesine düşünmeye devam ediyorsunuz. Çok konsantre bir okuma istiyor. Yani eleştiriyle mizahı bayağı güçlü biçimde iç içe geçiriyor. Bir öyküsünde kütüphanedeki modern döneme ait kitaplarla antik döneme ait kitaplar arasında çıkan alegorik bir savaşı anlatıyor. Bir denemesinde İngiltere’de Hıristiyanlığın kaldırılmasına karşı konuya tersinden bakan eğlenceli bir savunma getiriyor. Kitaba adını da veren, benim en beğendiğim Alçakgönüllü Bir Öneri denemesinde ülkesindeki yoksulluğa karşı distopik bir nüfus planlama önerisi sunuyor ve mizahın da eleştirinin de dozu en çok bu yazıda yükseliyor. Bu bakımdan, denemesine “alçakgönüllü” demesi bile ironik. Aforizmalar bölümündeyse Ahlak ve Yoldan Çıkarma altbaşlığıyla çeşitli konular üzerine düşüncelerini sıralıyor. Jonathan Swift güncelliğini hiç yitirmeyecek bir yazar. Kendisi de öyle diyor. "Ben bütün yazılarımda şu ilkeye bağlı kalma amacı güttüm: Anlattıklarım, belli bir zaman ve mekanda belli durumlar için geçerli olmakla kalmamalı, genel olarak insana ve onun evrensel doğasına uygulanabilir olmalıdır." Bu bakımdan, her zaman çağdaşımız olmayı sürdürecek.
Alçakgönüllü Bir Öneri
Alçakgönüllü Bir ÖneriJonathan Swift · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2021392 okunma
248 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Çizgi roman tekniği hayal gücünü sınırlandırmayı gerektiren koşulları ortadan kaldırdığı için çoğu çizgi romanda gerçeküstü bir görsellik yaratılır. Hiç olmazsa fotoğraf makinesi veya kamerayla kaydedilmesi zor veya maliyetli bir görsellik sağlanır. Ama Sıradan Zaferler öyle bir kitap değil. Adının da ima ettiği üzere sıradan bir adamın sıradan
Sıradan Zaferler
Sıradan ZaferlerManu Larcenet · Karakarga · 2016628 okunma
Reklam
170 syf.
8/10 puan verdi
·
1 saatte okudu
Bu kitap BBC için yapılmış bir dizinin kitaplaşmış hali. Dizinin bölümleri Youtube’da var, dilerseniz ona da bir bakın ama kitabı okumanızı kesinlikle tavsiye ediyorum. Çünkü bu kitap bize görmeyi öğretiyor. Gördüğümüzü yorumlamayı, görsel eleştiriyi, görsel düşünmeyi öğretiyor. Yağlı boya tablolardan reklamlara kadar geniş bir yelpazede
Görme Biçimleri
Görme BiçimleriJohn Berger · Metis Yayıncılık · 20205,7bin okunma
184 syf.
8/10 puan verdi
·
23 günde okudu
Bu kitap Vonnegut’un gerçek anılarına dayanan bir distopya. Yani distopik anlatının aslında o kadar da hayali olmadığına, temelde ciddi bir gerçeklikten yola çıktığına iyi bir örnek. Romanın ana karakteri Billy zamanda sabit duramayan, geçmişle bugün arasında gidip gelen bir adam. Gittiği geçmiş de İkinci Dünya Savaşı’nın Dresden’i. Yani dünya tarihinin en distopik anlarından biri. Dresden 1945’te Amerikan ve İngiliz uçakları tarafından bombalanıyor ve 2 gün içinde yaklaşık 25000 kişi öldürülüyor. Gerçek bir distopya. Vonnegut da Nazilerin esiri olarak Dresden’de kalmış savaş sırasında ve işte o anılardan yola çıkarak bu romanı yazmış. Anlattığı dramatik olayın eleştirisiniyse mizahi bir üslupla yapıyor kitapta. Benim en sevdiğim şey bu oldu Mezbaha 5’te. Çünkü bu mizahi yönüyle çoğu distopik romandan ayrışıyor.
Mezbaha No:5
Mezbaha No:5Kurt Vonnegut · April Yayıncılık · 20151,513 okunma
113 syf.
7/10 puan verdi
·
4 günde okudu
Tiyatro oyunları, film senaryoları okunmak için değil; seyredilmek için yazıldıklarından genelde ilgi görmezler. Okuması da pek eğlenceli değildir; ama
William Shakespeare
William Shakespeare
sadece bir oyun yazarı değil, aynı zamanda bir şair de olduğu için bence Shakespeare oyunlarını okumak da seyretmek kadar keyifli. Gerçi Atinalı Timon için yazdığı önsözde
Mina Urgan
Mina Urgan
bu oyunun
Atinalı Timon
Atinalı TimonWilliam Shakespeare · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20081,767 okunma
256 syf.
9/10 puan verdi
·
18 günde okudu
Kavgam deyince aklımıza tabii hemen Hitler’in Kavgam kitabı geliyor. Kurt Halbritter’ın Kavgam grafik romanıysa Hitler’in kitabını referans alarak Nazi Almanyasının günlük hayatını önümüze getiriyor. Bir tarih anlatısı değil bu kitap; tarihin eleştirisi. Bu eleştiriyi de devlet adamları gibi büyük tarihi figürler veya savaşın büyük anlatıları üzerinden değil, sıradan insanların günlük hayatlarından kesitlerle yapıyor. Karakterleri; ev hanımları, rahipler, esnaflar, öğrenciler gibi sıradan insanlar. Kötü olan şey, düşman olan şey, kitapta normal, günlük, sıradan hayatın içinde vücut buluyor. Faşizm tohumları sıradan insanların gündelik hayatlarında yeşeriyor, dallanıp budaklanıyor ve sonunda önüne geçilemeyecek kadar güçleniyor. Bu sayede bizim de kendi hayatlarımızda ciddiye almadığımız, gelişigüzel anları bir kez daha gözden geçirmemizi sağlıyor. Kurt Halbritter önce Hitler’in kitabından bir bölümü alıntılıyor ve sonra o bölümün gerçek hayattaki karşılığını çizerek bize gösteriyor. Aslında Nazi Almanyası ve İkinci Dünya Savaşı dönemi, üzerine çok yazılıp çizilen konular. Artık bu konularda yeni bir şey okumak, izlemek bazen sıkıcı olabiliyor ama bu kitap o kadar özgün ve çarpıcı bir tarza sahip ki başka hiçbir şeye benzemiyor. Ve bir sosyolog olmamasına rağmen Kurt Halbritter'ın kitabı kesinlikle sosyolojik kaygılarla yazılmış bir kitap. O yüzden sadece grafik roman severler değil, aynı zamanda gündelik hayat sosyolojisine ilgi duyanların da kaçırmaması gerektiğini düşünüyorum.
Kavgam
KavgamKurt Halbritter · Habitus Kitap · 201312 okunma