Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Damla Ergün

Reklam
O, eski bir direnişçinin kardeşi; sen ise alt tarafı eski bir kaçakçının abisisin.
Sayfa 152Kitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
İnsandaki çocuk vicdanı, tohumdaki öz gibidir. Ve o öz olmadan tohum filizlenemez, gelişmez. Yeryüzünde bizi neler beklerse beklesin, insanoğlu doğdukça ve öldükçe, insanoğlu yaşadıkça, hak ve doğruluk denen şey de var olacaktır.
Sayfa 162Kitabı okudu
Reklam
“Bir ölüme bırakalım vücutlarımızı bir gece - aşkla mest iken / Kursun bahar ruhumuz üstüne gizlice bir türbe yaseminden”
“fark edilmese bile o yeteneğe sahip olduğunu bilmek ve onu iyi kullanmak insanı tatmin edebilir; gücün bütün çekiciliği alçakgönüllülüktedir.”
Çok eskiden kurulmuş, kusursuz idare edilen bir kır evindeki güzel bir aile gibiydi.
“Tek bir parlak ateşi söndürebilirsin ancak ışığı ve ateşi tamamen ortadan kaldıracak güce sahip değilsin
Reklam
Yatağa yattığının otuz beşinci günü sabahleyin güneş doğmak üzereydi ki zaten pek zayıf kalmış olan hayat parıltısı şiddetli bir nöbet fırtınası altında söndü gitti.
Yılanın aracılığı gerekliydi: Kötü, insanı ayartabilir, ama insanın kendisi olamaz.
Seçme hakkına sahip olmayan kişi kişiliğini yitirmiş demektir.
Korku cezadan çok daha beterdir, çünkü ceza bellidir, ağır da olsa, hafif de, hiçbir zaman belirsizliğin dehşeti kadar, o sonsuz gerilimin ürkünçlüğü kadar kötü değildir.
Sayfa 45 - Kültür YayinlariKitabı okudu
Şehre ne verdin Montag? Küller. Diğerleri birbirine ne verdi? Hiçlik.
Sayfa 184Kitabı okudu
Reklam
Şimdi o günleri uzak bir rüya gibi hatırlıyorum... Selâm sana, Kars’ın altın gençliği!...
“Garip şey,“ dedi, “içim sımsıcak, oysa hava ne kadar soğuk.” “İyi bir davranışta bulundun da ondan,” dedi Prens.
Şimdi ölüm çok kolay uğrayabilir bana! Ama ben yaşayabildiğim sürece ölümü karşılamaya gitmemeliyim. Elbette, bir gün ölümü karşılaşırsam -ki karşılaşacağım- önemli değil, önemli olan şu ki benim yaşamım veya ölümüm başkalarının yaşamını nasıl etkileyecek.