Yaban
"Anlıyorsunuz ki bu eser benliğimin derinliklerinden adeta kendi kendine sökülüp koparak gelmiş bir şeydir. Bir şeydir diyorum. Zira bu ne bütün manasıyla roman ,ne bütün manasıyla bir sanat ve edebiyat işidir. Hele politika denilen gündelik davalarla hiçbir ilgisi yoktur"
Yakup Kadri Karaosmanoğlu
"Bunların hiçbiri naptığını bilmiyor .Eğer bilmiyorsalar kabahat kimin ? Kabahat benim dir. Kabahat ey bu satırları heycanla okuyacak arkadaş ,senindir.Sen ve ben onları , yüzyıllardan beri bu yalçın tabiatın bağrında ,herkesten ,her şeyden ve her türlü yaşamak zevkinden yoksun bir avuç kazazede halinde bırakmışız. Açlık,hastalık ve kimsesizlik bunların etrafını çevirmiştir. Ve cehalet denilen zifiri karanlık içinde ruhları ve her yanından örülü bir zindanda gibi mahpus kalmıştır."
Gazi Ahmet Çavuş 1.Dünya Savaşında yaralanarak sol kolunu kaybeder. Kendisi bir aydın İstanbul beyefendisidir. O zamanlar İstanbul işgal altında ,sol kolunu da feda etmesi üzerine eri der ki " Komutanım gel seni bizim köye götüreyim ,sessiz sakin orda yaşar gideriz"der ve haymana ovasının ortasında bir köye giderler. Ahmet Çavuş artık burada yaşamaya başlar ancak aklı İstanbuldadır. Buraya ait değildir. Bu insanlar yabancı ,bu insanlar yaşamıyor.
Kitap 1.Dünya Savaşı döneminde anadolu insanının herşeyden bi haber olmasını ,gözlerinin kulaklarının kapalı olmasını ,hiçbir umut ışığı hiçbir zevklerinin olmamasını anlatıyor. Kitap okadar güzelki ,yazarın diğer kitaplarını da bi an önce alıcam. Çok bildiğimiz bir kitap ama okuyamamıştım . Yine doya doya okuduğum bir kitap oldu alın okuyun okutturun