canan asar

canan asar
@Cananaasar
Kendime yeni bir kapı açmak ve daha fazla okumak için burdayım
Doktor
Samsun
14 okur puanı
Ekim 2021 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitap
424 syf.
·
Puan vermedi
·
5 günde okudu
Pia Mater "İyiler hep kazanır. Sadece sonucu görebilmek için zamana ihtiyaçları vardır Kimi zaman bir gün gerekir ,kimi zaman bir ömür. Hatta bazılarının ömrü de yetmeyebilir görmeye. Ama sonuç değişmez İyiler hep kazanır . Pia Mater kelime anlamı olarak beynimizi en içten saran zar olarak tanımlanır. Kitaba başlamadan önce aslında beyin anatomisi ve fizyolojisi hakkında geniş bir bilgi sunmasını bekliyordum ancak kitap pek de böyle değildi Popüler bir kitap Pia Mater'i yorumlamak istedim. Seri Arachnoid Mater ve Duramater ile devam etti. Yazar Serkan Karaismailoğlu Nörofizyoloji ile ilgilenen bir fizyolog olduğu için haliyle bütün romanları da nörobilim ile ilgili oluyor. Zaten kitabımız da bir nöroroman olarak geçiyor. Hem beni eğiten öğreten hem de sıkıcı olmayan kitaplar okumayı severim ,şahsen düz olay örgüsü olan roman okumalarını çok sevmem. Yazarın diğer kitabı olan 'Kadın Beyni Erkek Beyni ' kitabını çok sevdiğim için ve çok şey öğrendiğim için yazarın diğer kitabını da okumaya karar verdim. Ama kitap benim için hayal kırıklığı oldu. Roman öyküsü kurgusu gerçekten başarılı ,merak uyandırıyor ,okutturuyor da. Ancak bir nöroroman olarak göremedim ben kitabı. Diğer kitabındaki bilimsellik bu kitapta çok çok eksikti. Bilimsellikten ziyade olay örgüsü daha ön planda kalıyordu. Akıcı bir kitap ancak beni doyuran bir kitap olmadı. Kitabın diğer serilerini okumayı düşünmüyorum bundan dolayı .
Pia Mater
Pia MaterSerkan Karaismailoğlu · Elma Yayınevi · 201914,7bin okunma
Reklam
214 syf.
10/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Yaban "Anlıyorsunuz ki bu eser benliğimin derinliklerinden adeta kendi kendine sökülüp koparak gelmiş bir şeydir. Bir şeydir diyorum. Zira bu ne bütün manasıyla roman ,ne bütün manasıyla bir sanat ve edebiyat işidir. Hele politika denilen gündelik davalarla hiçbir ilgisi yoktur" Yakup Kadri Karaosmanoğlu "Bunların hiçbiri naptığını bilmiyor .Eğer bilmiyorsalar kabahat kimin ? Kabahat benim dir. Kabahat ey bu satırları heycanla okuyacak arkadaş ,senindir.Sen ve ben onları , yüzyıllardan beri bu yalçın tabiatın bağrında ,herkesten ,her şeyden ve her türlü yaşamak zevkinden yoksun bir avuç kazazede halinde bırakmışız. Açlık,hastalık ve kimsesizlik bunların etrafını çevirmiştir. Ve cehalet denilen zifiri karanlık içinde ruhları ve her yanından örülü bir zindanda gibi mahpus kalmıştır." Gazi Ahmet Çavuş 1.Dünya Savaşında yaralanarak sol kolunu kaybeder. Kendisi bir aydın İstanbul beyefendisidir. O zamanlar İstanbul işgal altında ,sol kolunu da feda etmesi üzerine eri der ki " Komutanım gel seni bizim köye götüreyim ,sessiz sakin orda yaşar gideriz"der ve haymana ovasının ortasında bir köye giderler. Ahmet Çavuş artık burada yaşamaya başlar ancak aklı İstanbuldadır. Buraya ait değildir. Bu insanlar yabancı ,bu insanlar yaşamıyor. Kitap 1.Dünya Savaşı döneminde anadolu insanının herşeyden bi haber olmasını ,gözlerinin kulaklarının kapalı olmasını ,hiçbir umut ışığı hiçbir zevklerinin olmamasını anlatıyor. Kitap okadar güzelki ,yazarın diğer kitaplarını da bi an önce alıcam. Çok bildiğimiz bir kitap ama okuyamamıştım . Yine doya doya okuduğum bir kitap oldu alın okuyun okutturun
Yaban
YabanYakup Kadri Karaosmanoğlu · İletişim Yayınları · 202144,9bin okunma
160 syf.
8/10 puan verdi
·
4 günde okudu
Huzursuzluk İstanbul'da gazeteci olan İbrahim bir gün gazetede çıkan haberle çocukluk arkadaşı Hüseyin'in öldüğünü öğrenir. Hemen Mardin 'e yola çıkar. İşin aslını öğrenmek ister. Hikaye aslında çok uzundur. Hüseyin 'in IŞID zulmünden kurtulmak için Amerika 'ya gittiğini orda da Müslüman karşıtı bi grup tarafından öldürüldüğünü öğrenir. Arkasında kalanlar peki ? İbrahim ,Hüseyin'in ölümü göze aldığı Suriyeli mülteci Meleknaz'ın peşine düşer. Nedir Hüseyin'i bu kadar abdal eden ? Kitap aslında bence baya baya mülteci sorununa parmak basmış. Tabiki arada başka konular da işlenmiş ancak bana baskın gelen bu oldu. Kitap çok akıcı ancak bana biraz basit geldi. Okurken o doyuruculuğu tadı bir türlü alamadım galiba okumak istediğim türden bir kitap değildi diye düşünüyorum
Huzursuzluk
HuzursuzlukZülfü Livaneli · Doğan Kitap · 2017100,4bin okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
352 syf.
10/10 puan verdi
·
18 günde okudu
1984 George Orwell'in eleştiri -bilim kurgu kitabı. Aslında bilim kurgu kitaplarını pek sevdiğim söylenemez ama 1984ü sevmemek elde değil tabiki Gerçekten içinden ince anlamlar çıkattığım ,beni düşündüren ,akıcı sıkmayan bir kitaptı ;ne kadar ön yargıyla yaklaşsam da kitabı güzel bitirdim. "Winston o gün bakanlıkta çalışırken karşı duyulmaz bir günlük tutma isteği duydu. Ama bunu kim için yazcaktı ? Nasıl yazcaktı ? her yer teleekranla doluydu izleniyordu ve yakalanırsa ölüm cezası da vardı. İşte böyleydi ne düşündüğün önemli değildi ,parti gibi düşünmek zorundaydın ,sorgulamamalıydın ,parti ne yapıyorsa doğrusunu yapıyodur ama Winston bunu kabullenemiyordu. Kendi gibi biri daha vardı yani Winston öyle olduğunu düşünüyordu ;O Brien. Birgün fırsat yakalayıp O Brienle herşeyi konulmak için can atıyordu. Aynı zamanlar Julia da Winstonu gözetliyor her yerde karşısına çıkıyor. Bir şekilde kendisine aşık olduğunda bahsediyor. Ama bu devirde aşık olmak demek sadece ölümü ertelemek demek. Eninde sonunda bunun sonu idam veya buharlaşma"
1984
1984George Orwell · Can Yayınları · 2023167,7bin okunma
131 syf.
10/10 puan verdi
·
7 günde okudu
"Ulu Tanrım ,size bitün bu adamların yaşamasının bize ne zararı olacağını soruyorum. Fransa'da herkesin solumasına yetecek kadar hava yok mu ? " Yazar Victor Hugo garip bi şekilde idamı takıntı haline getiriyor. İdamın kaldırılması için protestolar yapıyor ,bildiriler yayınlıyor. 1800lü yıllarda halk buna hazır değil ,idamın kesinlikle gerekli olduğunu düşünüyorlar ,kabul edilebilir bi şey olarak bakmıyolar. Her ne suçu olursa olsun bi mahkumun bir meydanda insanların bakışları arasında alçakça idam edilmesi ,Victor Hugo'nun uykularını kaçırıyor. İsminin yazılı olmadığı bir idam mahkumunu anlatan bir kitap yazıyor.Geride annesini ,küçük kız çocuğunu ve karısını bırakan ,idam cezasına çarptırılan bir adamın 6 aylık sürecini anlatıyor.Belki kalplerini yumuşatır diye bir idamın son zamanlarını duygularını kaleme alıyor . Halk arasında kitap dilden dile dolanıyor ama kimin yazdığı bilinmiyor tabiki. Halk asla kabul edemiyor bu durumu,idam cezaları uygulanmaya devam ediyor. Kitap beni çok etkiledi. Gerçekten resmen yaşadım kitabı. Çok akıcı ve gerçekci bi kitaptı ,bir çırpıda da bitti zaten. Bir aralar Türkiye'de de idam konusu gündeme gelmişti , ama kitabı okuduktan sonra kafam o kadar karıştı ki bir insan böyle bir ölümü hak eder mi bilmiyorum. Karar çok büyük ,üzerinde çok kafa yorulması gereken bi durum. Vicdan çok ayrı bir boyut.
Bir İdam Mahkûmunun Son Günü
Bir İdam Mahkûmunun Son GünüVictor Hugo · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2023122,3bin okunma
Reklam
Reklam