Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Can B.

Gülmekten katılarak "katıksız aşk bu!" diyordu. Florentina Ariza'nın, onun belki de haklı olduğunu anlaması için aradan yıllar geçecekti. Aşk eğitiminin çok ileri bir döneminde, üç kadını aynı zamanda çalıştırarak krallar gibi yaşayan bir adam tanıdığında, inandı buna sonunda. Üçü de sabah erkenden ona hesap veriyorlar, kazançlarının azlığından ötürü kendilerini bağışlaması için ayaklarına kapanıyorlardı. İstedikleri tek lütuf, içlerinde en çok para getiremle yatmasıydı. Florentina Ariza böyle bir onursuzluğa ancak korkunun yol açabileceğini düşünüyordu. Ama üç kızdan biri, gerçeğin bunun tam tersi olduğunu söyleyerek şaşırttı onu. "Böyle şeyler" dedi ona, "ancak aşk uğruna yapılır..."
Sayfa 75 - Can YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Florentina Ariza'nın onu gördüğünü, daha kendisi anlatmadan, annesi anladı. Çünkü konuşmaz, yemez içmez olmuştu. Geceleri sabaha dek yatağında dönüp duruyordu. İlk mektubunun yanıtını beklemeye başlayınca, kaygısına ishaller, yeşil yeşil kusmalar karıştı. Yön duygusunu yitirmişti. Düşüp düşüp bayılıyordu. Annesi korkuya kapıldı; çünkü durumu aşk perişanlığına değil, kolera yıkımına benziyordu.. Florentina Aziza'nın vaftiz babası, Transito Aziza'nın gizli aşk yaşadığı zamanlardan beri sırdaşı olan yaşlı bir homepat, hastayı görür görmez telaşa kapıldı; çünkü nabzı düşmüş, güçlükle soluk alıyor, soğuk soğuk ecel terleri döküyordu. Ancak muayene sonunda ne ateşi olduğu; ne de bir yerinin ağrıdığı anlaşıldı. Duyduğu tek somut şey, bir an önce ölmek için dayanılmaz bir istekti. Önce onu, sonra da annesini kurnazca sorguya çekmesi, hekimin, aşk arazının, koleranınkiyle aynı olduğunu bir kez daha doğrulamasına yetti. Sinirlerini yatıştırmal için ıhlamur yazdı, uzaklaşıp avunması için hava değişikliği salık verdi; ama Florentina Aziza'nın istediği tam tersiydi: Acısının tadına varmak...
Sayfa 73 - Can YayınlarıKitabı okudu
Can B. tekrar paylaştı.
“Kişi kendi yetersizliğini ister istemez çekmek zorundadır, bu zorunluluğu hep duyar ama iki kişinin yetersizliğine boyun eğmek zorunda değildir!”
Sayfa 240

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
En çok şaka yapanlar, yüreği en çok sızlayanlardır...
Açık açık işlediğimiz hataları, âdetimiz olduğu üzere kendi kendimize bağışlamaya, mazur göstermeye ya da küçümsemeye çalışmamalı; gelecekte ondan kaçınma amacını sağlamlaştırmak için bunu itiraf etmeli ve tüm büyüklüğüyle gözümüzün önüne sermeliyiz. Gerçi, bu arada kendi kendisinden hoşnut olmamanın büyük acısı çekilir, ama dayak yemeyen eğitilmiş sayılmaz...
Sayfa 148
Reklam
Doğal olmaya mecburuz, çünkü tabiat karşısında o kadar zayıf ve ehemniyetsiziz ki, yaptığımız roller bizi gülünç yapmaktan başka bir işe yaramaz...
Sayfa 22
İnsan dünyaya geldiğinde kendini yalnız değil, ana babasının, kardeşlerinin arasında, yani topluluk içinde bulur. Bunun sonucunda, yalnızlık sevgisi başlangıçsal bir eğilim olarak var olamaz, ancak deneyim ve sonradan düşünme sayesinde ortaya çıkabilir: Bu da, kendi zihinsel gücünün gelişmesi ölçüsünde ama aynı zamanda yaşanan yılların artması
Sayfa 140
252 syf.
·
Puan vermedi
Fasa Fiso
Fasa FisoTeoman
8.3/10 · 1.668 okunma
Seçkin diye adlandırılan toplum, övemeyeceğimiz ya da sevemeyeceğimiz insanları bize sunma zararının yanı sıra; doğamıza uygun, kendimiz gibi olmamıza da izin vermez; daha çok, ötekilere uyum sağlama uğruna, büzülmeye ya da hatta kendimizi deforme etmeye zorlar. Düşünsel zenginlik taşıyan konuşmalar ya da düşünceler, yalnızca düşünsel zenginliği olan topluma aittirler. Sıradan toplumda bunlardan adeta nefret edilir; çünkü sıradan toplumun hoşuna gitmek için kesinlikle sığ ve bön olmak gereklidir. Bu yüzden böylesi toplumlarda kendi kendimizi ağır bir biçimde yadsıyarak, kendimizi ötekilere benzetmek için benliğimizin dörtte üçünden vazgeçmemiz gerekir...
Sayfa 132 - Türkiye İş Bankası Kültür ve Sanat Yayınları
2.165 öğeden 2.056 ile 2.070 arasındakiler gösteriliyor.