Sipariş verip getirttiğimiz kitaplar raflarda tozlanıyordu. 'Baba şunları iade edelim bari her geçen gün zarar' diyordum; babam sıkıntıdan kısılan gözleriyle rafları tarıyor "hele dursun kitapların da bir kaderi vardır" diye bu tatsız mı diyeceği kabul etmekte zorlanıyordu.