Dionysius Callias

Dionysius Callias
@Carl_ivanic
İnsanların büyük bir kısmı dış tesirlerle şekillenirler. Etraflarından gördükleri gibi yaşamaya ve genelin fikrini benimseyeme o kadar yatkındırlar ki rutinin dışına çıkmaları neredeyse dünyanın güneş etrafındaki yörüngesinden çıkması kadar zordur. Neredeyse tüm insanlığı kuşatan bu ataletten bahsetmek ise bize düştü. İnsanların büyük kısmı geçim derdine düşmüş hâlde. Yevmiyeciler, fakirler, dünyaperesler, kadınlar ve çocuklar nadiren durup düşünürler. Biraz gelişmiş ve şuurlu yaratıklar olsalar da hareketleri, istemsiz arzular ve dış faktörler tarafından şekillendirilen dürtülerce yönetilen birer "kukladırlar". Hayat mücadelesinin verdiği mecburiyetle yavaş yavaş evrimleşerek hayvan mertebesini aşan insanların büyük kısmı, dış şartlar değişip de mücadele mecburiyeti kalmayınca geldiği yoldan geri dönmeye meyillidir. Tutkuyla bağlanacak bir ideali olmayan ya da kendisini hayvani seviyeden yavaş yavaş kurtaracak bu zor göreve talip olacak asil bir zihne sahip olmayanlar gerilemeye mahkûmdurlar. İşte bu yüzden erdemli yaşlıların sayısının erdemli gençlerden fazla olmamasında şaşılacak bir şey olmadığı gibi, hilekârlığı bilinen birisine güvenmemekte de yerden göğe kadar haklıyız.
Reklam
Düşünen insanlar için bu savların bir kıymeti var mi acaba?
Eğer karakter gelişebilen bir şey olsaydı, yaşça ileri insanların gençlere göre daha erdemli olmaları gerekirdi ki böyle bir durum söz konusu değildir. Bir kez kötü birisi olduğu anlaşılan ve güvenimizi kaybeden birisine ebediyen güvenmeyiz ki bu da bizlerin karakterin değişmezliğine inandığını gösterir.
Bencil birisini küçük bir menfaatten vazgeçerek daha büyük kârlara kavuşacağına ikna edebiliriz; ya da kötü bir adamı, başkalarına acı çektirdiği takdirde kendisinin daha büyük acılar çekeceğine inandırabiliriz. Fakat bu insanları bencilliğin ve kötülüğün bizzat kendisinin yanlış bir şey olduğuna ikna etmek, kediyi ciğerin kötü bir şey olduğuna ikna etmekten daha güçtür.

Reader Follow Recommendations

See All
Edindiğimiz bilgiler gerektiği kadar derine nüfuz edemiyor.
Zavallı gençler daldan dala atlamak ve bir sürü derse çalışmak zorundalar ki bu durumda herhangi bir fikrin kaynağına inmeleri mümkün olmuyor. O yaştaki genç bu hazırlık eğitiminin saçma olduğunu nasıl kavrayabilir ki? İşte bu eğitimdir ki gençlerin inisiyatif alma duygusunu ve yaptığı işe sadık olma eğilimini alır götürür.
Eğer insan kendisine zihinsel bir uğraş bulmazsa, enerjisini vampir gibi emecek uyuşukluk bataklığına düşmesi kaçınılmazdır.
Reklam
Reklam
106 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.