Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Cem Eren

Cem Eren
@Cem_Ern
Türkiye
287 okur puanı
Nisan 2021 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitap
Kâmillerin kalbi bahara benzer Yıkanmış arınmış akıla benzer Kıymeti biçilmez gevhere benzer Kâmil otur kâmil konuş kâmil dur Melâli"'yim kâmil olan Allah'tır Görünmez gözlere sırrı penahtır Cahillere kâmil demek günahtır Kâmil otur kâmil konuş kâmil dur
Reklam
Tarihte ilk kez bir toprak parçasının etrafını çitle çevirip “burası benimdir” diyen ve buna inanacak kadar saf olan insanlar bulabilen ilk insan, uygar toplumun ilk kurucusu oldu. O zaman biri çıkıp çitleri söküp atacak ya da hendeği dolduracak, sonra da “sakın dinlemeyin bu sahtekârı. Meyveler herkesindir. Toprak hiç kimsenin değildir. Ve bunu unutursanız mahvolursunuz! diye haykırsaydı, işte o adam, insan türünü, nice suçlardan nice savaşlardan nice cinayetlerden kurtaracaktı.
Sayfa 63
Bizler küçük farklılıkları olduğu için gücümüzün yettigi her canlıyı kendi çıkarlarımız için sömüren bir türüz. Çağımızda kadının bile insan yerine konulmayıp ‘Kadın insan mıdır ?' semineri yapılmış ve sonunda kadının insan değil,memeli bir hayvan olduğuna kanaatine varmış insanlar mevcut ! İnsan olarak kabul edilenlerin bile insan haklarından yoksun olduğu bir çağdayız hala.
Sayfa 43

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
İsmini hatırlayan son kişi öldüğünde hiç doğmamış olacaksın.
Sayfa 19
Gerekli şartları karşılamayan insanların büyüttüğü daha doğrusu büyütemediği tüm çocuklar ileride tecavüzcü, hırsız, katil, dolandırıcı, tefeci, üçkağıtçı, yalancı, ruh hastası olarak bana, sevdiklerime ya da da toplumun başka bireylerine zarar verecekler. Toplumu kimin yöneteceği ile ilgili söz sahibi olacaklar.
Sayfa 12
Reklam
“Selanik” kentinde Ali Rıza ve Zübeyde ailesinin Mustafa isminde bir oğlu doğdu. İşte bu daha sonra “Mustafa Kemal” ve “Atatürk” olarak tanınacak olan şahıstan başkası değildi… Veya kaderin Türkiye’yi yok olmaktan ve bölünmekten kurtarmakla görevlendirdiği bir Bozkurt.
Çünkü Atatürk de çok iyi biliyordu ki, hiçbir kitap, onun yaptığı eserlerin azametini ve Türk milletinin ona duyduğu sevgiyi asla azaltamazdı.
H.C. Armstrong'un Mustafa Kemal Atatürk'ün yaşamını konu alan Bozkurt adlı kitabı, ilk olarak 1932 yılında yayınlandı. Bozkurt daha Mustafa Kemal'in sağlığında yazılan ilk Atatürk biyografisi olma özelliğine sahiptir.
Siyasî,askerî zaferler ne kadar büyük olursa olsun, ekonomik zaferlerle taçlandırılmazlarsa kazanılacak başarılar yaşayamaz ve sürekli olamaz. - Mustafa Kemal ATATÜRK
Atatürk : İsmet Orduyu Sakarya'nın Gerisine Çek
“Bak İsmet, sen oraya çekilirken Papulas ne yapacak, seni takip edecek. Yani bizim vatanımızın içine girecek. Yani, ikmal hatları uzayacak.” Mustafa Kemal Anadolu’da yol olmadığını biliyor. “Halbuki ben” der Mustafa Kemal, “Memleketimin içine çekiliyorum. Bırak gelsinler. ONLARI VATANIN HARİM-İ İSMETİNDE BOĞACAĞIM.” Yani onları girilmesine asla izin verilmeyecek özel namus alanımızda boğacağım.”
Reklam
İnsanın özel bir yeri vardır. insan, varlığın gizli ve görünen manzaralarını birleştiren bir mikrokosmostur. Tanrı’nın bir aynasıdır...
Sayfa 39
Tasavvufun ortaya gıkışıyla ilgili farklı görüşler ileri sürülmektedir. Bunlardan birine göre tasavvuf, temelde mistik bir hareket olarak, islam uygarlığının kendine olan güvenini kaybettiği, dünyayı anlamak, değiştirmek ve imar etmekten vazgeçtiği, kendi içine kapandığı yorgunluk döneminin bir ürünüdür. Her türlü mistik hareketi, insanın dünyadan kaçışının ve onu reddedişinin kültürel bir belirtisi olarak alan bu görüşe birçok başka kimse ise karşı çıkmakta ve onu, daha genel olarak mistisizmi, insanın evreni ve Tanri'yı anlamasındaki farklı bir yöntemin, bilgi ve hayat hakkında farklı bir anlayişın ve taleplerin ortaya çıkardığı özgün bir yaklaşımın ifadesi olarak tanımlamak istemektedir.
Sayfa 36
Meydan okumanın, çatışmanın olmadığı yerde gelişme olmaz.
Sayfa 34
Ortaçağ Batı ve Doğu toplumları, esas olarak teosantrik. Yani merkezi değeri din olan bir değerler sistemi etrafında biçimlenmiş toplumlardır. Bu tür toplumlarda akla dayanan etkinliklere, yani felsefe ve bilimlere meşru bir zemin, sağlam bir yer kazandırılabilmesi için, bunlarla din arasında veya başka deyişle akıl ile iman arasında inandırıcı bir uzlaşmanın gerçekleştirilmesi zorunluydu.
Sayfa 33
Dilimizde bugün kullandığımız "felsefe" sözcüğü, aslında Arapçadır ve Yunanca philosophia sözcüğünün Arapçalaşmış biçimidir. Yunanca philosophos sözcüğü de Arapçaya "feylesof" (çoğulu "felâsife") olarak geçmiş ve Fârâbi, İbn Sinâ, ibn Rüşd gibi kimselerin "meslek"lerini belirtmek için kullanılmıştır.
1.226 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.