Zana yavaş

Zana yavaş
@Cemesus
Avukat
Üniversite
İzmir
15 reader point
Joined on June 2023
80 syf.
8/10 puan verdi
Basit bir memurken kendisine ‘tevdi’ edilen bir elçilik görevi ile yola revan olan ve başlangıçta yumuşak başlı itaatkar bir köle iken sonradan tahakküm etme arzusu ile akıl almaz işlere girişen bir elçinin hikayesi. Yazar, karakteri atsız ve üstsüz bırakarak acziyetinin altını çiziyor ama karakter, devlet tesisi ve halk imalatı ile o denli meşgul ki sokaklara, çadırlara isim, numara vs işini bile üstleniyor. Yerli halktan bahsetmeyeceğim. Çok katmanlı göndermeleri olan sıkı bir metin.
Dağ Yolunda Karanlık Birikiyor
Dağ Yolunda Karanlık BirikiyorHüseyin Kıran · Yapı Kredi Yayınları · 2019142 okunma
Reklam
Anlamadıklarını biliyordum gerçi ama kutsal kelimelerin anlaşılması gerekmez. Hatta anlaşılmadıkları oranda kutsal oldukları bile söylenebilir.
Hastalığın üstüme serdiği korunmazsızlığı, savunmasızlığı sevmedim.

Reader Follow Recommendations

See All
Demek ki küçük de olsa bir umut bulunuyordu, ki herkes bilir; umut hep küçük halde bulunur. Onu biz büyütürüz.
80 syf.
8/10 puan verdi
Reklam
Ot çoktur. Bütün bir yeryüzü parçasını kaplamak ot sürüsü için epey güçlü bir hayatta kalma garantisi sunar. O kadar çoktur ki ot, her bir ot sapı kendisinin koparılmayacağını, ezilmeyeceğini, yenmeyeceğini kuvvetle umabilir ve kendisi gibi olan diğer sonsuz sayıdakilerden birisinin başına bunların geleceğini hesap eder, tabii ki gönül huzuruyla.
Yürümek sanıldığı gibi bir hedefe ulaşmaya yaramıyor. Nitekim bunun için bir hedefinin olması, senin kendine bir hedef oluşturman ve artık orayı varılacak bir hedef haline getirmen değil, bu hedefin, hedef olarak adlandırılan yerin seni çağırması, istemesi, kendine çekmesi ve eğer ulaşılabilirse artık bir hedef olmaktan çıkması ve seni kendi parçası kılarak yerleşeceğin yer olması, yerin olması, senin yerinin orası olması gerekiyor.
“… ben öyle karmaşık ayrıntıların adamı değilim, basit bir adamım. Ağzımdan baktığında götümü görürsün.”
Sayfa 141Kitabı okudu
'Önümde yürüyen erkeğin koluna girmiş genç kadın çocukların yanından geçerken, herhalde onların bu hali hoşuna gitmiş olacak ki, küçüğün çıplak kafasını okşadı, büyüğüne dönüp tatlılıkla, ''Kardeşinin elinden mi tutuyorsun?'' dedi. Çocuklar kafalarını kaldırıp ürkekçe baktılar, sonra hemen başlarını yeniden önlerine döndürdüler. Bana büyük küçüğün eline daha sıkı tutmaya başlamış gibi geldi. Ne bir anneyle çocuğunun, ne de iki sevgilinin el ele tutuşmasına benziyordu bu, benzersiz, insanın içine işleyen bir şey vardı bunda. İşte dünyada tek başlarına, geri kalan herkese sanki onları ayırmak için varmışlarcasına kuşkuyla, tedirginlikle bakarak yalnız iki kardeş yürüyor. Eğer dünya onları ayırmaya kalksa bu el ele tutuşmaktan başka yapabileceklerihiçbir şeyleri yok. Ama nasıl da güçlü bir el ele tutuşma bu, şimdiden sonsuza kadar varolmayacak mı?'
Sayfa 216Kitabı okudu
107 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.