Cem Polat

Cem Polat
@Cempolatt
Öğretmen
Marmara üniversitesi Tarih öğretmenliği
İstanbul
İstanbul, 3 March
9 reader point
Joined on April 2020
Herkes yabancıdır İstanbul'da,bu yüzden de herkes yalnız.
Reklam
Her erkeğin ölümü babasının ölümüyle başlar.
Niceleri geldi neler istediler Sonunda dünyayı bırakıp gittiler Sen; hiç gitmeyecek gibisin değil mi? O gidenler de hep senin gibiydiler

Reader Follow Recommendations

See All
Yaşamın yalanları,romandakinden çok daha fazla.Cok daha gerçek.
Herkes kendine bir efendi seçiyor.Kendisi,yalnız kendisi olmaktan korkuyor.
Reklam
Kendi hayatını yaşayamayan, başkalarınınkini de öldürür.
Neden geçmişin tutsaklıgından kurtaramıyoruz kendimizi?
Düşle gerçek hiçbir zaman birbirleriyle uyuşmaz.
İnsanlar birbirlerinin hayatını yıllarca işgal ettiklerinde, orada neredeyse kök saldıklarında bile, selamsız sabahsız, hiçbir açıklama yapmadan çıkıp gidebiliyorlar.
Reklam
Ölüm gelecek ve bana senin gözlerinle bakacak. Bu, bitirmeye benzeyecek bir günahı, aynada yeniden beliren bir ölü yüzü görmeye benzeyecek, dinlemeye benzeyecek suskun bir dudağı
Çok zavallı olmamak için çok mutlu görünmeye çabalayan yüzüm
Dilencilerle sokak göstericileri düşmüşlerin aristokrasisi, seçkinleridir.
gülüşü bir yabancının çalmıştır senden sevdiğini, içinde biriken zehir sadece kendini öldürecektir.
bir anı bile kalmamıştır geceler boyu sevişmelerden binlerce yıl uzaklardadır binlerce kez dokunduğun ten.
Geceler boyu bir tek şey boyuyorum. Garip bir tutsaklığın, ilk kez yüzyüze gelinen türden bir yalnızlığın resmini boyuyorum.
Reklam
Hüzün duyulması gereken her şeyden hiç hüzün duymamak altından kalkılması en ağır hüznü yığıyor üstüme.
biraz deprem sonrası biraz şehir hülyası bir kalp yangınından geriye kalan siyah gözlerine beni de götür
özgürlüğe giden tutsaklar gibi siyah gözlerine beni de götür.
yaşam belki, iki sevişme arası rehavetinde yakılan bir sigaradır
Ansızın bir uyku alıp götürecek beni Acının çığlığından boşalacağım
''Sigara küllüğünü tepeleme dolduran izmaritlere ve kara başlarını umutsuzca bükmüş yanık kibritlere bakarken kederli düşüncelerin kim bilir nereye gittiğinde seni severdim; severdim seni her zaman yürüdüğümüz sokaklarda, bir an, sanki güneş o sabah batıdan doğmuş gibi yepyeni bir ışık ve yepyeni bir köşeyle karşılaştığımızda, sokakları değil, seni severdim...''
Reklam