Bir ufka vardık ki artık
Yalnız değiliz sevgilim.
Gerçi gece uzun,
Gece karanlık
Ama bütün korkulardan uzak.
Bir sevdadır böylesine yaşamak,
Tek başına
Ölüme bir soluk kala,
Ey welat im can bi gorî gazina te j` min nebî
Tu dizanî bi şev û rojan ez xemxwarê teme
Rêz û neqşê xameya min navê tey şêrîn û xweş
Her wekî bilbil dinalim ez pesindarê teme
"bir ermiş, bir gün rüyasında kelebek olduğunu görmüş.
Uyanınca kafası çok karışmış. Ben mi rüyamda kelebek oldum; yoksa bir kelebek şu anda rüyasında ben olduğunu mu görüyor, diye düşünmüş."
aşksız ve paramparçaydı yaşam
bir inancın yüceliğinde buldum seni
bir kavganın güzelliğinde sevdim.
bitmedi daha sürüyor o kavga
ve sürecek
yeryüzü aşkın yüzü oluncaya dek!
Gerdan sözcüğüne
Bir kuyumcuda da rastlayabilirsin
Bir kasapta da
Kalbin sızlamaz
Bir kuzu yüreğini vitrinde görünce
O bir beslenme biçimidir
Ama korkarsın
Ve sense bana Aragon'un
-Parisli şair, yüzü aslan dolu-
Sımsıcak, dipdiri bir mısrasını anlatmıştin
Seninle ve parmaklarınla
Bardakta duran suyun bir akarsuyu
Nasıl kıskandığını anlatmıştın boyuna...
Aşk demişti yaşamın bütün ustaları
aşk ile sevmek bir güzelliği
ve dövüşebilmek o güzellik uğruna.
işte yüzünde badem çiçekleri
saçlarında gülen toprak ve ilkbahar.
sen misin seni sevdiğim o kavga,
sen o kavganın güzelliği misin yoksa…
İşte kan tutmuş korsanlar,
Haramla beslenmiş azgın,
Düzmece peygamberler
Ve cüceleri Ve iğdiş ve aptal
kölelerine karşı, İşte bir kez daha
Bu can bendeyken,
Delin, divanenim işte
Uuuuy gelin...
"Sen dua bilmiyor musun Memet çocuk?" diye sordu aşık Ali
"Biliyorum," diye onu yanıtladı Memet çocuk.
"Öyleyse?" "Kendisi ölmüş bu ağacın. Zaten kendine hayretmemiş bize...
"Suus," diye onun üstüne yürüdü Hösük. "Suuus, başımıza iş açacaksın, suuus, pis oğlan, hiç ermiş ağaca karşı öyle konuşulur mu?"
Nasıl da almış aklımı,
Sürmüş, filiz vermiş içimde sevdan,
Dost, düşman söz eder kendi kavlince,
Kınanmak, yiğit başına.
Bu, ne ayıp, ne de yasak,
Öylece bir gerçek, kendi halinde,
Belki, yaşamama sebep...