(Spoiler içerir.)
Kitap iki insanın hayalleri üzerine kurulu bir kitap.Diğer karakterlerinde hayalleri ve umutlarına da yer veriliyor.O kadar güzel duygulara yer verilmiş ki içinde insan okurken kaptırıyor kendini içersine. George ve lennie small’ın hayallerinden oluşuyor.George cılız akıllı iken lennie iri yarı yarım akıllıdır. İkisi çalışıp kimsenin kölesi olmadan bir arsa edinip beraber çalışmak ister. Lennie’nin ise saf gönüllülüğü ve bazı şeyleri okşayıp sevmek istediği için önceki iş yerinde başlarına iş açmıştır. Onun üzerine yola çıkıp başka bir yerde çalışmaya gitmesiyle başlayıp ordaki karakterlerin hayatları ve umutları üzerine konu alır. George ve lennie’nin en büyük hayali orda biraz çalışıp para kazandıktan sonra yeteri kadar kendilerine arsa alıp orda tavşan, domuz, tavuk beslemek istemektedirler. Kimseye köle olmadan kendi işlerinde çalışmak isterler. Hayallerine hikayenin ortalarına doğru biri daha ortak olur. Ama Lennie’nin okşama istediği bir kadının ve köpeğinin canını almasıyla kötü sonuçlanır. George diğer insanların kötülüklerinden korumak için Lennieyi öldürmek zorunda kalır ve hayallerinin ve umutlarının bitişiyle biter.
Bazen herkesin hayatını durdurmak istediği,olduğu yerden memnun olmadığı zaman hep vardır. Ve insanın aklında oluşan tek düşünce ya hayatım böyle olsaydı? Ya ben bunu seçmiş olsaydım?… gibi bir sürü farklı olsaydı nasıl olurdu her şey diye düşünmeden gerisini edemez. Kitabı okurken pişmanlıklarınıza kendinizin de gidip geldiğini yaşanan her hayatı kendini koyarak yaşadığını buluyorsun. Sanki kitapta açılan onca kapı, kafandaki onca düşüncenin gerçekleştiğini varsayabiliyorsun. Ama şunu anlıyor insan ne para, ne mutluluk, ne iyi bir eş, iş… aslında.istediği bir hayat paha biçmekten değil aslında sevilmekten, sevmekten, hissedebilmekten geçiyor. Aslında insan en çok da olmak istediği yerden kaçmak istiyor çünkü olmak istediği yerde bir şeyleri yaşamaktan, olmak istediği kişiliğe bürünmekten kaçınıyor. Oysa böyle olsam dediğimiz nasıl olurdu,diye düşündüğümüz her şey olduğumuz yerdeki yaşama istediğini unutup başka hayatlardaki mutlu hâlimize takılıp kalmamıza sebep oluyor.Şunu da unutmamak gerekir istediğimiz her hayat aynı bu hayatta olduğu gibi bir şeyleri getirirken bir şeyleri götürcek. Her seçim farklı sonuçlar getircek. Diğer hayatta zengin olabilirsin mutlu olmazsın. Mutlu olursun zengin olamazsın. Hem zengin hem mutlusundur ama yanında ailen yoktur. Yani istediğimiz şeyler hep bir şeyler getirirken götürür. Önemli olan daldığımız uykudan uyanıp olduğun yerde yaşamaktır.
Aslında hiçbir şey insanlarla alakalı değildir. Çünkü yönetime giren her şeyde yönetmek için bir başkan gerektir. Hayvanlar kendi içinde mutlu olacağını sanarken insanların geri dönmemesi için her şeye evet derler ama aslında durumları olduğundan daha köleleştirilen hayata doğru gider. Ama bunun ne insanla ne hayvanla alakası vardır. Başa geçilen toplulukta her şey ister istemez yönetime geçer ve herkes kendi çıkarları uğruna diğer herkesi göz ardı etmek ister. Herkes menfaati uğruna çalışır ve kendisini en iyi refah düzeyine getirmek için geldiği yeri , amacını unutur. Ve tabii bunun için de her dediğine koşulsuz inanabilecek bir topluluk yetiştirir.Böylelikle olduğundan bambaşka birine dönüşür.
Hayvan ÇiftliğiGeorge Orwell · Can Yayınları · 2020247.4k okunma
Kitap hayvanların başkaldırısı üzerine konu alır bilindiği gibi. Hayvanlar daha iyi geçim, özgürlük ve mutluluk içersinde yaşamak ister. İnsanların hayatından çıkmasıyla kendi içlerinde özgürce yaşayıp birbirlerini daha iyi anlayacakları için sadece hayvanlar olarak yaşamak isterler ve insanları çiftlikten kovarlar. İlk başta kurallar koyup onlara