Kitap genel olarak hayvan hakları, astroloji ve eşitlik üzerinde duruyor. Kasabada ardı ardına meydana gelen ölümler ve hepsinin ortak noktası bulunmasıyla ilerliyor. Bir kadının yaşamından kesitlerle zenginleştirilmiş biraz dağınık bir anlatım var fakat kitabın sonuna doğru parçalar oturuyor.
Yazar vermek istediği mesajı emrederek değil, okuru da düşünmeye yönlendirerek veriyor. Gelenek ve göreneklerimize dönüp bakmamızı ve onların yaşatılış biçimlerini tekrar gözden geçirmemizi, nedenini sorgulamamızı istiyor. Günümüzdeki çoğu insanın bakış açısına ters düşebilecek konuları savunuyor. Birçok alanda tartışmaya açık olsa da kitabın büyük bir çoğunluğuna katıldığımı söylemeden geçemem. Öldürülen, avlanılan her canlının da bir canlı olup birinin diğerinden üstün tutulmaması gerektiği, diğerine becerilerini/aklını kullanıyor diye daha fazla hak verilmemesi gerektiğini düşünüyorum. Özellikle biz insan ırkının var gücümüzü daha yararlı, onları korumaya yönelik kullanmamız gerektiği kanısındayım. Ölümle adaletsizlikte hiçbir zaman hiçbir yere varılamayacaktır. İlgisini çekenlerin zevkle okuyacağını tahmin ediyorum.