Bir ilk kitap olan Arkada Yaylılar Çalıyor benim için yazarından torpilli bir kitap. Senelerdir yaptığı işleri takip ettiğim Melikşah’ın kitap çıkardığını duyunca koşarak alıp okudum. Kendisi de son derece hassas hüzün seven bir ruh olduğundan kitabın da buralarda gezineceğini az çok tahmin ediyordum. Yakın kayıpları, yas, geride kalan olmak, yeniden başlamak, geride bırakmak/ bırakamamak, yaşantılara rağmen devam etmek üzerine son derece içten bir yerden anlatılmış hikayelerden oluşuyor. Kendimle bağdaştırdığım o kadar çok yeri oldu ki yer yer gözlerim dolarak okudum. Dili, anlatımı ile ilgili olarak da son derece sade büyük bir edebi beklentiye girilmeden okunması gerekiyor bana kalırsa. Ama dediğim gibi Melikşah’ı çok sevdiğimden detaylı eleştiri yapmak gelmiyor içinden. Bana neticede o yaşantılardaki bocalamalarını hüzünlerini kırılganlığını fazlasıyla geçirebilen bir kitap oldu. Bol bol duygu seline kapılacak su gibi akan nahif hüzünlü bir şeyler arayanları asla üzmez. Keyifli okumalar!