Çağnur Ergün

Çağnur Ergün
@Cheerful06
“İnsanın oğlu kendinden kopmuş bir parçadır, derler. Bir şahindir oğul: canı istedi uçup geldi yanımıza, canı istedi, uçup gitti... Seninle ben bir ağaç kavuğunda iki mantar gibiyiz, diz dize otururuz, bir yere gidemeyiz. Yalnızca ben kalacağım senin yanında daima...sen de benim yanımda...”
Sayfa 170Kitabı okudu
Reklam
“Toplantılar! Amma da bayılırız toplantılara! Tanrının günü toplantı olsun. Günde iki kez toplantı olsun. Konuşup duralım...” Dönüp dirseğine yaslandı: “Bahse girerim ki, şimdi deniz kabuğunu öttürsem, koşa koşa gelirler hemen. Hepimiz ağırbaşlı haller takınırız. Biri kalkıp der ki, bir jet uçağı yapalım, ya da bir denizaltı, ya da bir TV alıcısı. Toplantı bittikten sonra, beş dakika çalışırlar; sonra gene basıp giderler ya da ava çıkarlar.”
“Faşizm” kelimesi Latincede “çubuk demeti” anlamına gelen “fascis” kelimesinden gelir. Dünyanın en gaddar ve ölümcül ideolojilerinden birini tanımlamak için pek hafif bir sembol gibi geliyor kulağa. Ama derin ve habis bir anlam taşıyor. Tek bir çubuk zayıftır ve bu çubuğu kolayca kırabilirsiniz. Fakat bir sürü çubuğu bir araya toplarsanız bir fascis elde edersiniz ve bu çubukları kırmak neredeyse imkansızdır.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Demokrası Abraham Lincoln’ın “Tüm insanları bir süre kandırabilirsiniz, birtakım insanları sürekli kandırabilirsiniz ama tüm insanları sürekli kandıramazsınız.”prensibi üzerine kuruludur. Bir hükümet yozlaşmış ve insanların hayatını iyileştirmekten acizse, eninde sonunda yeterli sayıda vatandaş durumu idrak eder ve bu hükümetin yerine başkasını getirir. Ancak hükümetin medya üzerindeki kontrolü Lincoln’ın mantığını boşa çıkarır çünkü bu durum vatandaşların hakikatin farkına varmasını engeller. Medyayı tekeline alan oligarşi tüm başarısızlıklarını tekrar tekrar başkalarının üzerine atıp dikkati hayali ya da gerçekdışı mihraklar üzerine çeker.
“Herkes ölünce ardında bir şeyler bırakmalı, derdi dedem. Bir çocuk, bir kitap, bir tablo, inşa edilmiş bir ev veya duvar, yapılmış bir çift ayakkabı. Veya ekilmiş bir bahçe. Elinin bir şekilde dokunduğu bir şey, öldüğünde ruhunun gideceği bir yer olsun diye; böylece insanlar ektiğin o ağaca veya çiçeğe baktığında, sen orada olursun. Ne olduğu önemli değil, dokununca onu değiştirdiğin ve ellerini çektiğinde sana benzeyeceği bir şeye dönüştürdüğün sürece,derdi. Sadece çim biçen adamla bahçıvan arasındaki fark dokunuştadır,derdi. Çimleri biçen adam orada hiç olmamış gibidir; bahçıvansa bir ömür boyu orada olacak.”
Sayfa 184Kitabı okudu
Reklam
Reklam