Kitabı kapağına vurulup (Çünkü Sırlar Odası'nı anımsattı,,) üstüne bir de sevdiğim bir blogger tarafından övülünce aldığım bir kitap. İyi ki almışım, gerçekten güzeldi çünkü. Konusuna gelecek olursak, Covenant bir uzay gemisi ve uzayda yapılacak olan ilk büyük kolonileştirme denemesi için uzayda yol almaktadır. Prometheus gemisinde yaşanan faciadan on sene sonrasını anlatıyor. Bir yer keşfediyor Covenant kafilesi, kaynağını bilmediğimiz bir radyo yayını sayesinde tenha bir yer keşfederler ve buranın cennetten bir parça olduğunu düşünürler. Lakin öyle değildir, bu tenha yer aslında bir çok sırrı saklamaktadır.
Bu kitap, filmden kitaba uyarlanmış, filmi birkaç ay önce vizyona girmişti. Okul açılmadan izlerim gibime geliyor, çünkü okul açıldıktan sonra temamı biraz değiştireceğim. Biraz değil epey değiştireceğim ama konumuz bu değil.
Kitabı okuyun, filmini izleyin. Kitap, tiyatro metni şeklinde yazılsa nasıl olurdu merak ediyorum, keşke öyle bir baskısını da yayımlasalar.
Tüm karakterleri sevdim. Sanırım Oram ve Daniels favorilerim. Walter bana çok masum ve sevimli geldi. Bunun dışında zaten tüm karakterler bir ekip olarak çalışmak zorunda oldukları için, ayrı ayrı tanımanıza gerek yok. Ben bu kafileyi çok sevdim. (Küçücük metinde 37363 tane grup anlamına gelen kelime kullandım, farkındayım...) Devamı çekilirse/yazılırsa, izlerim/okurum gibime geliyor. Okumanızı tavsiye ederim, güzel bir bilimkurgu, distopyamsı.
YaratıkAlan Dean Foster · İthaki Yayınları · 2017114 okunma
Bu yazarı epey severim. Sanrı'yı okuduktan sonra elim direkt Telepati üçlemesine gitmişti zaten, kitaplığımda uzun süredir bekleyen bir kitaptı Telepati. Okudum, bitti değil; plajda herkes denizin tadını çıkarıyorken, iki saat boyunca aralıksız o güneşte okutacak kadar akıcı, kaliteli, güzel, orijinal ve diğer onlarca güzdl övgüyü hak eden bir
Edward Hunter'ın babası, kendisi dokuz yaşındayken hapse girmiş, ardından hayatı alt üst olmuştur. Hapse girmesinin sebebi on bir fahişeyi öldürmesidir. Bundan sonra sırasıyla önce annesi, sonra ablası intihar ederek ölürler. Edward, aslında ismi Junior Jack olan ana karakterimiz, kendisine bir aile kurmuştur, mutludur. Ancak, sadece birkaç
"Kurban ilk defa hak eden biri olmuş. İlk kez kurban yanlış bir adama bir adama gülümsediği için doğranan bir kız değil. Hadi Carl, bunu kaç kez gördük, ha? Ve bu kez, iyi adamlar puan aldı."
Kitap yetersiz olmaktan son yüz sayfada kurtuldu. Konusu şöyle, 1800'lü yıllarda daha bir noktadan başka noktaya hızlı iletişim sağlanamamışken bir malzeme var prototip adında, onu bulurlarsa iletişim sağlanacakmış, mış mış mış. Gerçekten mi, yani kitapta baya baya uçan okullar, iş yapan robotlar, robotik hayvanlar var ama bizim bugün ismini
"Toprağın altındaki tabut çocuk ölçüsüne göre yapılmıştı ve çocuk ölçüsündeki tabutlar için bir piyasa olması bile bu dünyanın ne kadar berbat bir yer olduğunu kanıtlıyordu."
Selam! İngilizce inceleme de bugün öğleden sonra Instagram bloğumda olacak.
Koleksiyoncu. Sen neydin öyle? Gerçekten kitabı tanımlayacak cümle bulamıyorum. Bunun hem pozitif hem negatif iki sebebi var. Negatif sebep, kitapta sırayla bir bölüm tanrısal bakış açısından, bir bölüm eski mahkum, yıllanmış polis memuru ve şimdi de gizli bir dedektif