Hayatını cahil ve düşünmeyen bir toplum içinde geçiren fakat aydınlanma çağına varmış,diğer büyük insanlardan sürekli etkilenen ve ilham alan,hayalperest ve pozitif olmayı tercih eden sıradan bir insan.
... , ona turist rehberi Gigi diyelim.Ama dediğimiz gibi, rehberlik onun mesleği değil, fırsat düştükçe yaptığı bir sürü işten biriydi.
Bu işi yaparken kasketini mutlaka giyerdi.Özellikle o çevreye yolu düşmüş birkaç turist görmeyiversin ; hemen kasketini giyer, gayet ciddi bir ifadeyle yanlarına yaklaşır, onları gezdirip açıklamalar yapmayı önerirdi.Yabancılar kabul edince de artık çenesi açılır, anlatır da anlatırdı.Kendi uydurduğu olayları, isimleri, tarihleri sıralar , zavallı dinleyicilerin kafasını karmakarışık ederdi.Bazıları bunu fark edip kızarak çeker gider, bazıları da maden bulmuş gibi sevinir ve Gigi'nin uzattığı kasketin içine bozuk paralar doldururdu.
Çevre halkı Gigi'nin yaptıklarına güler, ara sıra da sert bir ifadeyle, böyle uydurma hikâyelerle milletin parasını almasının doğru olmadığını söylerlerdi.
" Ama bütün şairlerin yaptığı da bu. " derdi Gigi. " Ben onların parasını hiçbir şey vermeden almıyorum ki.Ne istiyorlarsa onu alıyorlar... " .