Qumrîk

Qumrîk
@Cimen_dmr
"Olmayacak" tam bir vazgeçiş kelimesi," olmadı" emek yüklü...
Finlandiya bataklık bir memleket olduğundan, sıtma ve verem yuvasıydı. Sıtma, halka acı çektirmekte, veremse ölümlere yol açmaktaydı. Bu hastalıklara karşı da savaş açılmıştı. Snelman: “Bu da yeterli değil. Bizde bundan başka bir de düşünce veremi, irade veremi, ruh veremi vardır.” diyordu. “Bu ruh veremi, bütün gençliği sarmıştır. Beş on on beş yıl sonra, yapıcı olarak hayatımıza girecek gençlerin, manevi veremden kırılmasına ilgisiz kalamayız. Düşünce veremiyle de savaşmak gerekir.” sözlerini tekrar ediyordu.
Reklam
"Devletin sınırlarını sürekli genişletmeye çalışıyorlar ama bu genişleyen sınırlar içindeki düşünceyi ve vicdanı yükseltmeyi akıllarına getirmiyorlar."
Yöneticiler iyi veya kötü olsunlar, kahraman veya zalim olsunlar, onlar kendi milletlerinin birer yansımasıdırlar. Onlar, milli ruhun birer kopyasıdır.Onlar, halk kitlesinin içinden doğmuştur. Bir millet nasılsa, devlet adamları da onlar gibidir. İşte bu nedendir ki eskiden beri "Her millet layık olduğu idareye ve devlet adamlarına sahip olur" denilmiştir.

Reader Follow Recommendations

See All
140 syf.
·
Not rated
Beyaz Zambaklar Ülkesinde
Beyaz Zambaklar ÜlkesindeGrigory Petrov
8.6/10 · 100k reads
O kadar çok ki etrafta karanlık. Herkesin gecesi kendine yeter...
Reklam
Var git artık... Acıyı aşındırma...
"Dilce susup bedence konuşulan bir çağda biliyorum kolay anlaşılmayacak kanatları kara fücur çiçekleri açmış olan dünyanın yanık yağda boğulan yapıların arasında delirmek hakkını elde bulundurmak."
"İnsan, kelamı ile çiçek açtırır."🕊️
"... Uzun uzun susuyoruz sözün kıyılarında,hangi kapıyı aralasak bir uzaklık esiyor."
"İçimizde şeytan yok... İçimizde aciz var... Tembellik var... İradesizlik, bilgisizlik ve bunların hepsinden daha korkunç bir şey: hakikatleri görmekten kaçmak itiyadı var..."
Reklam
"Dinsel hoşgörü” den yanasın değil mi? dilediğin dine, kendi dinine inanmak istiyorsun. Ama bu kadarla kalmıyorsun ki? Kendi dininden başka din olmasın istiyorsun. Kendi dinine karşı hoşgörülüsün ama başkalarınınkine karşı hiç de hoşgörülü değilsin. Biri kalkıp da bir kişisel tanrı yerine doğaya hayranlık duysa, ve doğayı anlamaya çalışsa, öfkeden kuduruyorsun. Karşılıklı verilmiş bir uygar ayrılma kararını boşanmak için geçerli neden saymıyorsun sen, ey büyük isyancıların küçük torunu. Sen de bir şehvet düşkünüsün çünkü ve bundan korkuyorsun. Hakikati, bir aynada, elle tutamayacağın bir yerde görmek istiyorsun. Sendeki tutucu yurtseverlik, bedensel katılığından kasılmalarından, ruhsal kabızlığından kaynaklanıyor küçük adam.
Dinle, küçük adam: İnsan varlığının sefaleti, bu ufak tefek şeylerin her biriyle biraz daha aydınlanıyor, gün ışığına çıkıyor. Senin yaptığın bütün ufak tefek önemsiz şeyler, senin gibilerin durumunun düzelmesi umudunu biraz daha uzaklara itiyor. Bu ağlanacak bir durumdur. Bu üzüntüyü duymamak için, küçük kötü şakalar yapıyor ve bunları kendi “komiklik anlayışın” olarak görüyorsun. Kendinle alay ettiğinden gülüyor değilsin. Küçük adama gülüyorsun sen; ama kendine güldüğünü, gülünecek halde olduğunu bilmiyorsun.
...İşte bu yüzden senden korkuyorum, küçük adam, çok korkuyorum. Çünkü insanlığın geleceği senin elinde. Senden korkuyorum, çünkü kendinden kaçtığın gibi dünyada hiçbir şeyden kaçmıyorsun. Evet, sen, kendinden kaçıyorsun küçük adam. Bu senin suçun değil. Ama paçanı bu hastalıktan kurtarmak senin görevin, senin sorumluluğun. Baskıya gözyummasaydın ve birkaç kez de etkin bir biçimde baskıyı desteklemeseydin seni ezenleri çoktan silkip atardın. Senin şu kadarcık özsaygın olsaydı, günlük yaşamında kendine azıcık saygılı davransaydın, yaşamın sensiz bir saatçik bile sürmeyeceğini azıcık sezseydin, dünyadaki hiçbir polis gücü seni ezecek kadar güçlü olamazdı.
269 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.