''... Fakat bu bir delilik de olsa, beni mutlu eden ilk delilik bu; içimi ısıtan, duyularımı açan ilk delilik bu.''
Delilik kavramını oldukça ilginç buluyorum. Bunun sebebi Foucault okumaları olabilir elbette. Deliliği büyük bir çember olarak düşünüyorum. Akılsa, deliliğin içindeki daha küçük bir çember. Yani bence akıl dediğimiz şey, aslında oldukça spesifik bir deliliktir. Bu durumda delilikten duyulan haz yerine oturmuş olur. Deliliği aklın eksikliği olarak değil, aklı aşmak olarak görüyorum. Delirmeyi başaran insan, insan algoritmasını aşmayı başarmış gibi. Çünkü artık sahip olduğumuz anlamsız dertler ve hedefler onun için bir şey ifade etmiyor. Ancak delirdiğinde kendisi olarak tam bir şekilde var olabiliyor. Kendisi olarak, her kim olmak isterse...
Zweig'ın avam tabirle şov yaptığı novelle'ı. Zweig kitaplarında yalnızca bir durumu ortaya kalmakla kalmaz, okuyucuya hiç farkında olmadığı yönlerini gösterir. Zweig okumak, bir hayat tecrübesidir.