Bazen ağaçlar, otlar buz tutar.
Yere düşen elma, yaprak buz tutar.
Sanma ki herdem gönül söz tutar.
Güzel bakmayan göz
İyi düşünmeyen kalp'te buz tutar.
Her çiçek al beni der, susan gül kazanır sonunda
Bütün kuşlar öter öter, bülbül kazanır sonunda
Güzeli binbir hileyle yaklaşıp soyar da akıl, binbir engelle boğuşan gönül kazanır sonunda
Yaşam beceriksizce hazırlanmış bir tören yemeğini andırır, kişi sabırsızlıkla bekler çerezi, Oysa asıl yemek O büyük kızartma sessiz soluksuz yenmiştir bile...
Yaşamla başa çıkacağımı, insanlara dayanabileceğimi ummazdım bugüne değin utanç duyardım bundan ötürü, Ama sen, bir şey öğrettin bana şimdi, dayanılmayacak gibi olan yaşam değilmiş Meğer
Kabristandan geliyorum
Bi ölenlere baktım bi kalanlara
Kalanlardan sevdiğim bi sen kalmışsın
Dertleşecek, iki çift laf edicek, huzur bulacakların hepsi kabristanda
Bir an Allah'a benim de canımı al bende burda kalayım diye yakardım. Hiç ayrılmak istemedim ordan.
Hepsi kabristanda değil çok Şükür dayı .