Yaşamım zenginlik ve değerini söz konusu görüntülerden alıyordu; dizi dizi sıralanışları yaşamımın söylencesini, yıldız gibi parlayışları varlığımın yok edilmez değerini oluşturan bu görüntüler yitip gitmeksizin varlıklarını sürdüreceklerdi. Yanlışlarla dolu, zahmetli ve mutsuz bir hayat yaşamıştım ve bu hayat beni vazgeçmelere, yadsımalara götürmüştü, tüm insanların yazgısal burukluğunu içeriyordu, ama zengin bir yaşamdı, mağrur ve zengin, sefalet içinde bile krallara layık. Yıkılıp gidene kadar yürüyeceğim kısa yolda isterse baştan aşağı içler acısı şekilde harcanıp gitsin, soylu bir çekirdeği vardı bu yaşamın, ayrıca soylu bir yüzü vardı ve soylu bir ırktan geliyordu; birkaç kuruş paranın değil, yıldızların peşinde koşan bir yaşamdı.
KIRDA
Biçilen ot rengi bir alışkanlıkla
Başımı yukarıya kaldırıyorum
Her şey ne kadar yakın, her şey ne kadar uzak
Gözyaşlarım bile
Gülüşlerimle örtülü.
Otlarla çiçeklerle bezeli
Dar yolda yürüyorum usul usul
Parmakları süslü bir tanrıçayı
İncitmekten çekinir gibi.
Konuşmaya ne lüzum vardı? Bütün güzel laflardan ve hoş insanlardan sıkılan bu mahlukları, birbirlerinin sessiz mevcudiyeti, yorgunluk verecek kadar doyuruyordu.
Neden mi sevdim seni, çünkü daha imkansız bir ihtimal yoktu. İşte sen de benim en imkansız ihtimalimdin Tesla. O yüzden seni çok sevdim. Hem hayatımı kurtardın hem de beni hayata bağladın.