'Unutmayın ki bir medeniyet ancak biriktiregeldiği eserlerle yaşar ve kendini kabul ettirir; o eserlerin yok edilmesi medeniyetin de yok edilmesidir. Medeniyeti yok olan milletlerin geleceği hükmetmekle değil hükmolunmakla sürer. Siz bu türbedir, bu tağuttur, bu şirktir diyerek sanat adına üretilmis ne varsa kırıp dökerek aslında Hz. Peygamber'in mirasını yok ediyorsunuz. Sizden bunu isteyenlerin İslâm mirasını yok ederek onu Asr-ı saadet'e, sıfır noktasına döndürmek istediklerinin farkına varmıyorsunuz. Bunu başardıkları zaman bu sefer de size "ilkel, gelişmemiş, geri, sığ" diyeceklerini düşünemiyorsunuz.
“Sen ne güzelmişsin ey Resuller Resulü. Meğer sen ümmetine ne düşkünmüşsün. Biz klimali arabamızdan çıktıktan sonra dışarıda 5 dakika duramazken sen Mekke'den Taife, 80 km'lik bu yolu yaya hem de tam 2 günde aşmıştın. O kadar sıkıntı ile aşmaya çalıştığın bu yolun sonunda keşke seni en serin mekânlarda, en soguk sularla, en leziz yiyeceklerle karşılasalardı. Ama onlar Senin getirdiğin güzelliklerin farkında bile değillerdi. Sen onları kurtarmak, onlara hayat olmak için gelmiştin, onlar ise seni taşlamışlardı..."
Tarihi bilgisi ve dili ağır olan Kudüs kitaplarını okumak istemeyenlerin bu kitabı okumalarını tavsiye ederim. Dili akıcı ve roman türünde olduğu için sizi sıkmayan, manevi bir okuma olacaktır. Yazar bir çok Ayeti, İslami ve Tarihi bilgiyi harmanlayarak, Kudüs'ü Şerif'i ve Mescid-i Aksa'yı romanın baş karakteri Aslı'nın dilinden anlatıyor. Okuyun!