Cansu

Cansu
@Cnsok
14 okur puanı
Nisan 2024 tarihinde katıldı
"Doğuştan getirdiğimiz bir kusur var: Hepimiz mutlu olmak için dünyaya geldiğimize inanıyoruz. Bu kusurumuzu gidermedikçe, dünya gözümüze çelişkilerle dolu bir yer gibi görünecektir. Çünkü her adımımızda, ister büyük ister küçük bir şey yapmış olalım, dünyanın ve insan hayatının, insanların mutlu bir ya- şam sürdürmelerine olanak verecek biçimde tasarlanmadığını anlayacağız... İşte bu yüzden neredeyse bütün yaşlıların yüzlerin- de aynı ifadeyi, yani düş kırıklığını görmek mümkündür”
Reklam
“Eğer fakirlik, hastalık ve ölüm olmasaydı, insanoğlunun kibirden başı eğilmez olurdu."
Mevlana Hazretleri der ki; "Kötü kişi Allah'a yalvaramasın diye Allah ona dert keder vermez. Unutma, Firavunun başı bir kez bile ağrımadı”

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Sanılır ki 'dua' yalnızca musibetlerin ortadan kalkması ve kulun rahata ermesi içindir. Oysa duanın maksadı her ibadette olduğu gibi, Cenab-ı Hakk'ın rızasını kazanmaya çalışmaktır. Dua yalnızca bir talep listesi değildir. Ellerimizi açıp Hakk'a yönelmek, Rabbimizle buluşmak ve O'nunla temas etmek anlamı taşıdığından, duaya sebebiyet veren her musibet, duanın dolayısıyla ilahi buluşmanın vesilesi durumundadır. Musibetler, halimizi duaya dönüştürme fırsatlarıdır. Asıl mükâfat, duanın neticesinden daha çok, icra ediliyor olmasıdır. İnsanın Rabbiyle buluşması duanın kabul edilmesinden daha büyük bir ödüldür. Ki bu ödül, daha dua bitmeden kazanılmıştır.
Sıfırı tüketmiş, dibe vurmuş bir insanın toparlandıktan son yaşadığı mutlulukla, dibi görmemiş bir insanın yaşadığı huzur aynı olamaz. Doğma büyüme âmâ olan birinin gözleri açıldığı anda onunla aynı görüntüyü görüyor olsak bile görebilmekten aldığımız lezzet aynı değildir. Fakirlikten yeni kurtulmuş birinin nimetlerden aldığı lezzetle, hayatı boyunca imkânlar içinde yüzen birinin nimetlerden aldığı tat elbette farklıdır.
Reklam
Reklam
Reklam