Hilal Özdemir

Hilal Özdemir
@CokFuzuli
Sıkı Okur
1998 ilkbaharında Bluma Lennon, Soho’daki bir kitapçıdan Emily Dickinson’ın “Şiirler”inin eski bir baskısını aldı ve ilk köşebaşında, tam da ikinci şiiri okumaya başladığında bir arabanın altında kaldı. Kitaplar insanların kaderlerini değiştirir.
Sayfa 11 - Jaguar Kitap, 20. Baskı, Çev. Seda Ersavcı, Çiz. Peter Sís
Reklam
Yandan Çarklı
İnsanın gavuru, müslümanı olmuyor arkadaş. İnsanın insanı insan oluyor!
Sayfa 75 - Barış Yayınları, 1. Baskı (1966)
Yandan Çarklı
…öyle pis bir zaman ki. Elde on para yok. Yer demir, gök bakır. Kar dersen diz boyu. Sobamız oldu bitti yok. Kömürü köcürmüden kiloyla alırız. Sermayeyi kediye yükleyince onu da alamaz olduk. Vay anam vay! Açlık bir yandan, soğuk bir yandan. Çocuklar sızlanırlar. Karı, fıkara karı öteye döner ağlar... Baktım olacak gibi değil, ben de boynumu büküp
Sayfa 74 - Barış Yayınları, 1. Baskı (1966)

Reader Follow Recommendations

See All
Yandan Çarklı
Karnı burnunda hanımını işaret ederek. “Hâlâ yeni yeni canlar peşindesiniz,” dedim. Baktı, gördü. güldü. “Ne yapayım?” “Bilmem ama, tedbirli davranamaz mısınız” Gene adeta şahlandı: “Yani ne yapmalıyım?” Düşürmek gibi, hamile bırakmamak gibi…” “Allah’ın binasını yıkamam!” dedi. “Yıkamam. Çünkü, isterse milyonların olsun, vermediğine vermiyor.
Sayfa 72 - Barış Yayınları, 1. Baskı (1966)
Yandan Çarklı
Gözünü toprak doyurasıcanın kocca bir apartmanı var Şişli'de, Heybeli’de köşkü var. Dükkânlar, konaklar da caba. Ulan, Allah vermiş. Bizi de şu kör haneye tıkmış. Görüyorsun dirliğimizi! Devletin kanununa, konturatına razı olsan da insana dünyayı zehir zıkkım etmesen olmaz mı? Firavun'un adı çıkmış. Firavun bunlar kadar zâlim miydi? Hiç sanmıyorum!
Sayfa 71 - Barış Yayınları, 1. Baskı (1966)
Reklam
İşsiz
Ama aklı eriyordu insanların yaşantılarındaki eşitsizliğe. Kuyumcu babadan aptal da doğsan zarar yoktu. Çöpçünün çocuğunun ağzıyla kuş tutsa bile fasaryalığının farkındaydı. Kocaman kocaman apartmanlarda yaşayanlarla kıyı mahallelerin rutubetli evlerinin pek pek yüz yüz elli liralık kiralarını veremeyenlerin kanun önünde eşit sayılışındaki tuhaflığa da şaşmıyordu.
Sayfa 32 - Barış Yayınları, 1. Baskı (1966)
İşsiz
“Canım sıkılıyor.” dedi, deve tüyü kupon kumaşından elbiseli. “Niçin?” “Bilmiyorum ama annem, babam, kardeşim ölmüşçesine sıkılıyor canım. Sabahtan beri içiyorum. “Peki ama niçin kardeşim?” “Bilmiyorum. İçimde müthiş bir sıkıntı var. Ne içki kâr ediyor ne kumar ne kadın ne sinema ne de ne bileyim? Hiç ama hiçbir şey!” “Peki ama bir sebebi olmalı.” “Yok.” “Tuhaf..” “Daha tuhafı, ağlamak geliyor içimden. Bir kıyıya çekilip sessiz sessiz değil; herkesin içinde bağıra bağıra, eşekler gibi zırlaya zırlaya ağlamak!” Dudak büken işsiz gene de sordu: “Aç mısın?” “Hayır.” “Susuz musun?” “Gene hayır.” “Bir yerin mi ağrıyor?” “Yok canım, demir gibiyim.” “İşlerin mi ters gitti.” “Yoo.” “Dayak yedin de karşılık mı veremedin?” “O da değil.” “Aşkta mı torpile çarptın?” “Elimi uzatsam ellisi geliyor.” İşi şakaya vurarak koluna girdi: “O hâlde seni evire çevire dövmeli!”
Sayfa 30 - Barış Yayınları, 1. Baskı (1966)
Numaracı
.. pek pek bir tabak kuru fasulyeye kavuşmak için elli belki de altmış yaşındaki bir insanın numara yapmak zorunda kalışı acı değil miydi? Kuru fasulye değil de koltuk meyhanelerinden birinde şarap içebilmek için bile olsa! Yumrukla adam öldürmesi, taş kalpliliği, şusu busu... Bütün bunlar yalnız onun suçu muydu? Bir insan, ekmeğiyle şarabı bulabilmek, onlara kavuşabilmek için neden “numara” yapmak zorunda kalmalıydı? Topluma karşı olan ödevini yerine getirmiş bir insan huzuruyla hiç kimsenin karşısında küçülmeden sıcak yemek, zevkle içilen içki, rahat bir döşek bulmak; insanlığının hakkı olmamalı mıydı?
Sayfa 27 - Barış Yayınları, 1. Baskı (1966)
Numaracı
Üzmek istiyordum onu.
Sayfa 26 - Barış Yayınları, 1. Baskı (1966)
Oyundan Çıkmak İster misin? / Muammer Yüksel
“Kimsin sen?'” “0yun kurucuyum. Artık büyük acıyı yüreğimde hissediyo­rum. Oyundan artık çıkmak istiyorum.” Bebeğimin hıçkırıklarını duyuyordum. Korku içinde annesine sığınmıştı. Bana korkuyla bakıyordu. Böylesine büyük bir laneti nasıl tasarlayabilmiltim? İnsanları böylesine büyük acılar içinde bırakma hakkını kendimde nasıl görmüştüm? Ben nasıl bir tasar­layıcıydım ki, ölümle ve korkuyla insanları oyuna yönlendiriyor­dum? Ben nasıl bir tasarlayıcıydım ki, insanlara mutlu olabilme­leri için küçücük bir zerre verirken acının egemenliğini sınırsız bırakmıştım. Ama acının egemenliğinden kendim de örselenmiştim. Ben nasıl bir tanrıydım ki, korkunun egemenliğinde yaratttklarımın bana biat etmesini beklemiştim. Bu oyun yanlıştı; hatalarla doluydu; yaratılan her şeyin yükü omuzlarımı ezdi. Bu yükü kaldırmam mümkün değildi. Çok uzaklarda kalan o sesi anımsadım: "Oyundan çıkmak ister misin?" diyordu o sarışın kadın; deni­zin berrak mavi dalgalarının üzerinde dururken soluk güzelliğiyle karşımda duruyordu. "Oyundan çıkmak için gerekli hamleyi yaptın!" Avucumda si­lah vardı. Metalin soğuklugunu hissediyordum. İçinde mermi kal­mamış olmalıydı. Ama oyun kurucu olan ben değil miydim? Gülümsedim karıma ve bebeğime. Sonra usul bir sesle "Oyundan çıkmak istiyorum," dedim ve tabancanın içinde son bir merminin olmasını istedim. Ardından tetiği çektim.
Sayfa 224 - Metis Yayınları, 2. Basım, Haz. Yiğit Değer BengiKitabı okudu
Reklam
Oyundan Çıkmak İster misin? / Muammer Yüksel
"Kimsin sen?" diye hırıldadı. "Seni yaradanım. Senin tanrınım." dedim. Bir şeyin farkına vardım, kuralları koyan bendim ve onu suçlayan da ben. Bu hak­sızlıktı, doğru değildi. Yaratanın yarattığından sorumlu olması ge­rekliydi.
Sayfa 223 - Metis Yayınları, 2. Basım, Haz. Yiğit Değer BengiKitabı okudu
Oyundan Çıkmak İster misin? / Muammer Yüksel
Karşısında aciz kaldığım ki­şiye ölümü tattırmak istiyorum.
Sayfa 218 - Metis Yayınları, 2. Basım, Haz. Yiğit Değer BengiKitabı okudu
Sınırsız Düşünce Özgürlüğü / Levent Mete
Başlangıçta dayanılmazdı; tüm alışkanlıklarım, davranışlarım, konuşmam, gülmem, ağlamam, hepsi içime saplı birer bıçak­tı sanki, birbiri ardı sıra çekilip çıkarılıyorlardı.
Sayfa 201 - Metis Yayınları, 2. Basım, Haz. Yiğit Değer BengiKitabı okudu
Ölmek yok. Hurili, Nurili, şarap ırmaklı cennet yok. Tekrar tekrar azap çekme, herkes olma hâli sürüp gidecek. Kula dünyayı tanrı gözüyle göstermedir belki bu. Sonu gelecek mi bilemeyiz. Belki bengi dönüştür. Fasit dairedir.
Sayfa 194 - Metis Yayınları, 2. Basım, Haz. Yiğit Değer BengiKitabı okudu
Bekleme Odası / Sadık Yemni
Alev alev yanan bir cezahane yeri fikri kısa menzilli zihinler içindir. Esas cehennem bilincinize çıkış noktası, istencinize serbesti tanımayan tekdüzeliktir.
Sayfa 192 - Metis Yayınları, 2. Basım, Haz. Yiğit Değer BengiKitabı okudu
3,746 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.